Önceki yazılarımda A tipi ve B tipi insan örnekleri vermiştim, bugün bu örneklerden devam etmek istiyorum.
Şüphesiz ki, her birimiz refah ve bolluk enerjisi yayan ve yaydığı enerjiye uygun olarak hayatına adeta "çok şanslıymışcasına" refah ve bolluk çeken, parasına para, keyfine keyif katan insanların sırrını merak etmiş, bizler de bir gün böyle olabilmek için dileklerde bulunmuşuzdur.
Şimdi size çok önemli bir şeyi hatırlatacağım; siz bilinçaltınızdaki kodlarınızı, duygu ve düşünce frekansınızı değiştirmediğiniz sürece, dünyanın bir ucundan diğer bir ucuna da taşınsanız, 10 tane 20 tane iş de değiştirseniz, hayatınızın fiziksel koşullarını da toptan değiştirseniz, bilinçaltınızı, yani kendinizi değiştirmediğiniz sürece yaratacağınız gerçeklik ve kaderde de bir değişiklik olmayacaktır.
Malesef, insanların sürekli aynı olaylarla ve aynı tür insanlarla ve aynı tip "şanssızlıklarla" karşılaşmasının sebebi tam da budur.
Bu nedenle A noktasından B noktasına gitmek için yapmanız gereken yolculuk sadece içsel olandır; değiştirmeniz gereken tek şey ise bilinçaltı kodlarınızdır/duygu ve düşüncelerinizdir.
Aslında bu şu demektir; ihtiyacınız olan hiç bir şey dışarıda değildir; dışarıda hiç bir şey yoktur. Bunu bu şekilde söyleyince kulağa oldukça "soyut" ve "elle tutulmayan" bir şeymiş gibi geldiğini biliyorum. Bu noktada hemen prensibimizi hatırlatmak isterim; hayatınız düşünceleriniz doğrultusunda şekillenir,
Bir örnekle açıklamak gerekirse, diyelim ki x işyerinde çok mutsuzsunuz, işyerinizin adaletsiz olduğunu, beklediğiniz terfiyi vermediğini, maaşının da az olduğunu düşünüyorsunuz, ancak para kazanabilmek için de çalışmak zorunda olduğunuz da sizin için bir gerçek; kısacası işyeri ile ilgili genel hissiyatınız ise "mutsuzluk" ve "tatminsizlik". Kısacası kendinizi bu işyerinde bir tutsak gibi hissediyor, koşulların "mağduru" olmuş gibi hissediyorsunuz. Yani "kurban psikolojisi" yaşıyor, ve sizin dışınızda geliştiğini düşündüğünüz olayların mağduru olduğunuzu düşünüyorsunuz.
Y işyerinin sundukları ise çok cazip görünüyor, bulunduğunuz pozisyonun üstünde bir pozisyon, ve daha fazla maaş, çalışma arkadaşlarınız da fena görünmüyor. Bu noktada y işyeri tüm dertlerinize deva gibi görünüyor, harika, durmayın değiştirin, hayat değişiklikleri destekler. Değişikliği takiben bir süre mutlaka "hayat" size "gülmüş" gibi görünecektir, ancak x işyerinde yaşanan mutsuzlukların sebebi de sizdiniz çünkü gerçekliğinizi siz yaratmıştınız bunu unutmayın, bir süre sonra bilinçaltı kodlarınızı değiştirmediğiniz koşulda, yeni işyerinizde de x işyerinde olduğu gibi mutlaka benzer bir ortamı yaratacak/kendinize çekeceksiniz. Başka bir ifade ile hayatta kontrolünüz dışında gelişen olayların "mağduru" olduğunuza inandığınız sürece, bu "mağduriyetiniz" gelip sizi yine bulacaktır.
O nedenle, hayatınızda değiştirmek istediğiniz her ne ise, her ne noktaya gitmek istiyorsanız isteyin, öncelikle mevcut koşullarınıza dair inancınızı "olumluya" çeviremeseniz bile, en azından "nötr" bir hale getirmelisiniz. Ve en öncelikli olarak geliştirmeniz gereken inanç; hayatınızın sizin dışınızda sahnelenmediği ve sizin kontrolünüz dışında gelişen hiç bir olayın olmadığıdır, kısacası hayatınızı sahiplenmek kendinize yapabileceğiniz en büyük iyilik ve yatırımdır.
Şans diye bir şey yoktur, iyilik ve güzelliklerin kendini bir şekilde bulacağına inanan, bilen ve bunun rahatlığını "hisseden" insan vardır.
Her gün sabah uyandığınızda ilk 2 dakika o günün size en az bir adet güzellik getireceğine inanın...
Her akşam uyumadan son 2 dakika önce, hayatınızdaki en az bir şey için şükredin.
Bu çalışmayı en az 1 ay yapın. Bu çalışma evrene ve kendi düşünce gücünüze olan inancınızı sağlamlaştıracak ve bireysel frekansınızı yukarı çekecek, dolayısıyla hayat kalitenizi ve yaşadıklarınızı olumluya döndürmeye başlayacaktır.
Bu durum sadece iş hayatı ve maddiyat için değil, özel hayatınız için de geçerlidir, bunu ileriki günlerde yapacağım paylaşımlarda anlatmaya çalışacağım
Unutmayın, aradığınız değişiklik sadece içinizde olması gerekendir..
Sevgilerimle