28 Ağustos 2014 Perşembe

Yapma Vallahi Cocugundan Cikar-Tanistirayim; Aile Karmasi -1-

Bolum 1

Kisaca "ne ekersen onu bicersin yasasi" olarak da bilinen karmanin ne oldugunu sanirim artik hepimiz biliyoruz. Karma evrenin kendini dengeleme bicimidir, yansima yasasidir, insanin kendine tuttugu aynadir. Sizden yayilan her enerji, bumerang gibi doner ve mutlaka sizi bulur, dolayisiyla hem iyi karma hem de olumsuz karma yaratmak mumkundur.


Karmayi, yaptiklarinizi bir bir yazan omuzunuzdaki seytan ve melek gibi dusunebilirsiniz:) Bu bahsettigim, kisiye ait bireysel karmadir.


Bir de ailenizden size miras kalan karma mevcuttur, buna aile karmasi da diyebiliriz. Genelde 4 nesil oncesinden, bir aile bireyinden bir nesil sonrasindaki diger bir bireye miras kalan bu karmayi cogunlukla neslin en kucuk bireyi yuklenmeyi kabul eder.

"Kabul eder" diyorum cunku bu ruhlar arasi bir anlasmadir, unutmayin, ruhun istemedigi ve kabul etmedigi hic bir seyi bir diger ruh yaptiramaz, dayatamaz. Dolayisiyla bu gonullu bir yuklenme olup, bu karmanin dengelenmesi ruh icin buyuk bir gelisim firsatidir. Yuklenici ruh tarafindan dengelenen karma genis ailenin her bireyinde bir takim enerji blokajlarinin cozulmesine yardimci olur, ozellikle aile bireyleri enerji seviyesinde birbirine sıkı sıkıya baglidir dolayisiyla, bir kiside yasanan cozulme diger kisiyi de olumlu yonde etkiler.

Eskilerin deyimiyle olumsuz bir sey yapildi mi "cocugundan cikar"  veya "babasinin gunahini tasiyor" veya "sansi annesine benzedi" gibi deyisler veya "lanetli/sansli aile" gibi efsunlu olaylarin her biri aslinda aile karmasinin halk arasindaki birer tanimidir. Benzer sekilde, elle tutulur bir sebebi olmaksizin iliskilerinde kroniklesmis bir sekilde surekli terkedilme, evlenememe, kardesler/anne-babaya tarif edilemez sebepsiz bir ofke duyma, kisirlik, cocuk dusurme, kronik rahatsizliklar, aileye ait hissetmeme, mali acidan "sanssizliklarin" pesini bir turlu birakmamasi gibi durumlar aile karmasi ile ilgili olabilir.  Kisacasi dogrudan size ait olmayan ancak, ailenizden size gecmis bir takim enerji blokajlari olabilir.

Peki bunu nereden bileceksiniz ve ne yapabilirsiniz?

Oncelikle sunu bilin ; aile karmasi degistirilemez bir "kader" degildir. 

Reiki, aile dizimi, gecmis yasam terapisi gibi tekniklerle aile karmaniz hakkinda bilgi edinebilir, ve konuyu tespit ettikten sonra şifasi uzerinde calisabilirsiniz. 

Bunlarin yani sira, kendi kendinize de benzer bir calisma gerceklestirebilirsiniz, kagidinizi kaleminizi hazirlayin, on calisma olarak sizden gidebildiginiz kadar nesil geriye gidebilecek sekilde - mumkunse 4 nesil - bir aile agaci cikarmanizi isteyecegim, anne-baba ve mumkunse anne, babanin da kardeslerini (teyze, amca,hala,kuzen vb.) icerecek sekilde yukari dogru agaci cikin.

Calismanin detaylarini 2. Bolumde paylasiyor olacagim.


Sevgilerimle

25 Ağustos 2014 Pazartesi

Ask Buyuleri, Sevgiliyi Baglama, Hepsi Palavra! -2-

 Bolum 2

Kural 3: Enerjiyi manipule etmenin ongorulemeyecek bedelleri vardir

Bu tavsiyeyi biraz Reiki Master biraz da Avukat kimligimle veriyorum. Buyu yapmak veya adi her ne olursa olsun enerjiyi manipule etmek evrenle sozlesme yapmaktir. 

Siz sozlesmeye ne yazarsaniz evren onu yerine getirecektir. Biz avukatlar bir sozlesmeyi okur ve yazarken didik didik acik bir nokta kaldi mi, aleyhimize yorumlanacak bir madde var mi, yoruma acik, net olmayan hukumler var mi inceler, uzun vadeli sonuclari ongormeye calisarak sozlesmeleri metne aliriz. Tum bunlar ileride dogabilecek olumsuz durumlardan kendimizi korumak adina gereklidir.

Soz, buyudur, evrenle yaptiginiz "soz"lesmelerin cok dikkatli metne alinmasi gerekir-ki bunu basarsak dahi, aklimizin sinirli kapasitesi ile hakim olabilecegimizden cok daha fazla olasilik ve parametre evrene verdigimiz emirle birlikte harekete gecer, dolayisiyla sonuclar cogu zaman istedigimizden cok farkli tezahur eder. 

Bu nedenledir ki tum usta rehberler, size sadece kendi uzerinizde calismanizi tavsiye ederler, cunku bu evrende kontrol edebileceginiz tek varlik sadece sizsiniz. 

Diger bireylerin izni olmadan, bu bireylere yonlendirilen enerjiler bu kisilerin ruhsal kalkanlarina carpip size geri donecektir-hem de nasil bir formda donecegini asla bilemezsiniz! Ama su kadarindan emin olabilirsiniz; icerisinde "zorlama", "kontrol" gibi duygularin barindigi her enerji calismasi ters tepmeye mahkumdur.



Sahit oldugum/deneyimledigim bir kac ornekle aciklamak gerekirse;

1. Ogrencilik yillarimda, bu aralar cok populer olan tarot kartlarinin kullanildigi bir buyu denemesine girismistim, buyunun hoslandigim kisinin "kosarak ayaklarima kapanmasi" gibi olgunluktan ve erdemden uzak:) bir amaci vardi, o kisi gercekten bana dogru kosarak geldi, takildi ve ayaklarimin onune dustu...ve kalkip yoluna bana bir bakis dahi atmadan devam etti..büyüm gerceklesmisti..kelimesi kelimesine..sonuc ise husran :)

2. Bu masum bir ornekti, eski sevgilisini saplantili bir sekilde geri isteyen bir arkadasim, hepinizin duymus oldugu papaz buyusune basvurdu, eski sevgili o donem baska bir kizla coktan yeni hayatina yelken acmisti bile, bu durum arkadasimi daha da kamciliyordu, buyunun sonucunda eski sevgili yeni sevgilisi ile hizlica nisanlanarak evlendi, arkadasim ise hala mutsuz ve kendini "tutsak" ve sık sık "boguluyormus" gibi hissediyor. 

Gorulecegi uzere, arkadasim yaptirdigi buyu ile sadece diger kisiyi kendi oz kaderine itmeye vesile oldu, bu kisi muhtemel ruhsal seviyede kendisine yapilan saldiriyi hissetmis ve kendi yoluna daha da sıkı tutunmustur, arkadasim ise su an o kisinin ruhsal kalkanina carpip kendisine geri donen duygularla bogusuyor, taa ki karma temizlenene kadar...


3. Evrenin etik isleyisine saygili baska bir arkadasim ise, baskasi degil kendi uzerinde hoslandigi cocugun gozune daha hos gorunmek icin bir cekicilik calismasi yapti, daha once de soyledigim gibi var olmayan bir duyguyu baska bir kiside yaratamazsiniz, arkadasimin talipleri istemedigi kadar artti, ama hoslandigi kiside herhangi bir etki meydana gelmedi.


Kisacasi buyu ve benzeri enerji calismalarini cok fazla bilinmeyen icerdigi icin kendi uzerimizde dahi dikkatle uygulamak gerekir, baskalarini ise asla ama asla bu calismalariniza onlarin acik rizasi olmadan dahil etmemenizi tavsiye ederim..

Siz siz olun her calismanizi, niyetinizi, duanizi kendiniz ve dahil olanlarin en yuce hayrina ve kimsenin incinmemesi kosulu ile talep edin..ve size baska kisiler ile ilgili dileklerinizi gerceklestirecegini vaad eden her bilgi ve kisiden kacinmaya bakin.

Sevgilerimle

23 Ağustos 2014 Cumartesi

Meditasyon Beni Sıkıyor Diyenlerden Misiniz?

Niyetlerinizi gerceklestirmek icin gecmis ve gelecek filmlerden arinmis sadece niyet imgenizi oynatacaginiz bos bir zihin perdesine ihtiyaciniz vardir.

Meditasyon zihni bosaltmak icin gereklidir, bos ve an'a odaklanmis bir zihin de yaratim sureci icin gereklidir.

Malum, gecmis travmalar ve gelecek kaygilari ile dolu bir zihinle olusturulan imgenin titresimi, frekansi, sizin o niyeti gercekten elde ettiginiz andaki titresim ve frekanstan dusuk olacaktir, yani boyle bir durumda niyet gerceklesmez.

Meditasyonun bir amaci zihni ve egoyu susturarak tepe cakranizi bilgiye acmak yani tepe cakraniz yolu ile evrenle iletisime gecmektir. Niyetinizi de bu kanal ile evrene gondermektesiniz.

Bana gore meditasyon dunyanin en sıkıcı seyi, ben zihnimi bosaltmak uzere ne kadar sabit oturursam oturayim, ne kadar ellerime, kalp atislarima odaklanmaya calisirsam calisayim, zihnimdeki dusunceler asla susmadigi gibi bir de daha da hulyalara dalmis bulurum kendimi.

Neyse ki yillar icinde deneyimleyerek farkettim ki, sabit oturarak om'lamak meditasyonun tek yolu degil. 

Simdi en cok ne yaparken ne gecmisi ne gelecegi unutuyorsunuz, zaman duruyor onu dusunun.

Bu benim icin dis fircalamak, kosmak, yuzmek, hizli yurumek, yemek karistirmak/yapmak, kisisel gelisim kitabi okumak, yazi yazmak ve uyumadan onceki 2-3 dakikadir.

Tum bu saydigim aktiviteler ozellikle fiziksel efor gerektiren aktiviteler ritimli mekanik hareketlere odaklanmanizi gerektirir, hizli yurume, uzme ve kosuda, nefes ve ritmik vucut hareketleri, dis fircalamada ise yine mekanik el hareketine dikkat ettiginiz anda (sporda ritmik nefes mecburidir yoksa nefessiz kalirsiniz) ne gecmisi ne gelecegi ne de herhangi bir seyi dusunursunuz, iste tam bu anlar niyetinizi imgeleyerek evrene tepe cakraniz araciligi ile yollamaniz icin cok elverislidir.

Yurtdisinda "walking meditation" (yuruyerek meditasyon) olarak da bilinen hareketli meditasyon icin yuruyus parkurlari bile bulunmaktadir. Goruldugu uzere labirent seklinde tasarlanmis bu parkur labirent ozelligi nedeniyle zihni anda tutmaktadir. Zihin hayallere daldigi anda labirent kivrimlari ile zihni geri getirmek uzere oradadir.




Benzer sekilde yazi yazmak ve okumak ozellikle kisisel gelisim hakkinda ise, tepe cakranizin acilarak evrenle bilgi iletisimine gecmenizi saglar, ornegin ben yazar ve okurken siklikla baska bir konuda "ilham" gelir veya gunlerdir aradigim bir konunun cevabi pat diye zihnimde belirirverir.

Bu aktiviteler arasinda muzik dinlemeyi tavsiye etmem, melodilerin kendilerine has bir titresimi vardir, zihninizi sifirlamaz, sizi belli bir duyguya yonlendirir.

Denemeniz icin :)

Sevgilerimle


22 Ağustos 2014 Cuma

Ask Buyuleri, Sevgiliyi Baglama, Hepsi Palavra!


Bolum-1

Biz dişilerin suphesiz ki her birinin icinde birer cadi yatiyor; fal bakan biziz; kisisel gelisimle ilgilenen, ruyalar gorup, burclari yorumlayan, sezgilerinin dikine giden de buyuk oranda yine bizleriz.

Hal boyle olunca, biz duygusal hanimlar iliskilerimiz yolunda gitmediginde, ayrilan sevgiliyi geri dondurmek, sevdigini kendine baglamak, sevmeyeni sevdirmek, sevdigini sevdiginden ayirmak ve benzeri ask sorunlarini cozebilmek icin yapabilsek dunyanin sonuna gidip doner, yeri yerinden oynatir ve elbette ki bize sunulmus dunyevi ve otesi her turlu yontemi deneriz.

Dunyevi yontemlere bir diyecegim yok, lakin otesine gelince, paranizi ve umutlarinizi cebinizde tutmaniz icin bana kulak vermeniz faydali olabilir.


Kural 1:  Hic kimse Tanri'nin yarattigi diger bir varliktan ruhsal seviyede daha guclu degildir, bir kimsenin ozgur iradesini, duygu, dusunce ve davranislarini yonlendirecek bir guc, bir takim ozel kimselere de bahsedilmemistir, kimse kimsenin Tanrisi degildir, herkes bir, tek ve esittir.

Dogru duydunuz, dolayisiyla her kim size bir takim teknik ve tarifler ile belirli bir kisi uzerinde sizin istediginiz sonuclari elde edebilecegini soyluyorsa malesef yalan soyluyordur. Olmayan bir duyguyu kontrol ve zorlama ile yoktan var etmek evrenin isleyisinde yoktur. Boyle bir sey mumkun olsaydi, inanin bunu kendi cikari icin toplumsal seviyede kullanmak uzere devletler 1 dakika bile dusunmezdi.

Kural 2: Kendisine büyü yapilan ve enerji yonlendirilen kisi bunu ruhsal seviyede mutlaka bilir, bilinc seviyesinde ise bu tepki olarak ortaya cikar.

Soyle dusunun; biri nasil size istemediginiz bir sey yaptirdiginda ofkeleniyorsaniz, izinsiz yapilan her turlu enerji calismasi kisinin ruhsal alanina saldiri oldugundan, bu, cogu zaman o kisinin size karsi anlamlandiramadigi bir ofke duymasina sebep olur.


Bu nedenle ask buyusu gibi calismalar, kisinin belki fiziken bir sure yaninizda olmasini saglayabilirse de, o kisinin size karsi duygusu ask degil "basiret baglanmasi" , "ofke", "tutsaklik duygusu" olarak ortaya cikar. Evliligini kurtarmak icin buyu yaptigini bildigim bir cok hanimin eslerinden birdenbire daha once gormedikleri maddi manevi bir siddetle karsilastiklarini biliyor muydunuz?

Reiki vs. Kader yazimda da yazdigim gibi baska bir kader cizgisinde yer alan bir kimseyi yolundan cikarip kendi yolunuza baglamak hikayede yer alan tum ruhlarin ruhsal seviyede onayi olmaksizin mumkun degildir, beyhude bir cabadir.

Devami yakinda blogda...

Sevgilerimle





19 Ağustos 2014 Salı

Negatif Enerjilere Karsi Nasil Korunuruz

Butun gun monitor basinda maruz kaldiginiz radyasyona karsi masanizda kaktus bulundurmak faydalidir; ama o kaktusu sizi negatif enerjileri ile asagi ceken insanlarin kafasina atmadiginiz surece kendinizi dinc ve enerjik hissetmek icin asagidaki yontemleri de denemek isteyebilirsiniz:)

Basta isyerimiz olmak uzere stres, baski, hirs, gecinme kaygisi, basari kaygisi, cikar catismasi gibi duygularin yogunlukta oldugu ortamlarda gunun sonunda sahsimiza ait olmayan mutsuzluk ve kaygi enerjilerini de adeta kizartmaya attigimiz patatesler gibi emeriz. Servis etmeden once yagi suzmek icin tabaga koydugumuz kagit havlu bir nebze bu fazla yagi ceker.

Iste bu yogun ortamlardan kendi ozel dunyamiza gecmeden once kendimizi "kagit havluya" yatirmamiz hem bizim sagligimiz hem de kendi gerginligimiz ile cevremize verecegimiz rahatsizligi onlemek adina buyuk onem arzeder.

Her zaman dedigim gibi baskasina enerji yonlendirerek o kisilerin daha iyi, daha sevecen ve sizin isteginiz dogrultusunda daha bir seyler olmasini saglayamazsiniz; hem zaten bu kisiler sizin icin ve sizin gozlerinizde "cekilmez" olsalar dahi baskalari icin "vazgecilmez" olabilirler. Bu nedenle biz yine kendimiz uzerinde calisacagiz.

1.  Auranizi yani bedeninizi cevreleyen enerji alanini kuvvetlendirin:

Bahsettigimiz şu emiş gucu kuvvetli alan auradir. Negatif enerjilerin auranizdan iceri girmesini ve sizi etkilemesini engellemek icin bedeninizden disariya dogru uzanan kobalt mavi bir enerji kuresinin icinde oldugunuzu hayal edin. Kobalt mavi ayni zamanda Basmelek Mikail'in titresimini tasimakta olan bir renk olup, inanan kişiler savasci ve koruyucu melek Mikail'in kendilerini gun boyunca bu mavi enerji ile sararak korumasini rica edebilirler. Ben cocuklugumdan beri Mikail ile calisirim, kucukken kotu ruyalar ve yatagin altindaki "öcülerden" beni koruyan Mikail simdilerde beni kendi "öcülerimden" korumaktadir.


Meleklere inanmayan kisiler ise her zaman Allah, Tanri, Evren kisacasi kaynak enerjiye ayni talebi yonlendirebilirler. Ben yine de hepinizin Mikail uzerine ufak bir arastirmaya girmesini tavsiye ederim.

Soz enerjiyi yonlendirmede cok etkilidir, kobalt mavi kureyi sizi negatif enerjilerden korumasi icin insa ettiginizi bu kureyi imgelerken belirtin "simdi bu kureyi beni negatif enerjilerden korumasi icin insa ediyorum!" gibi; bu sozu 3 kere tekrarlayin. Gun icerisinde de zorlandiginizi hissettiginiz anlarda "beni koru!" gibi kisa emir cumleleri kurenin guclenmesine yardimci olur.

2. Reiki uygulayicilari icin ise su yontemi tavsiye ederim:

Evden cikmadan once tum enerji kapilarini (chakra) icine alacak sekilde onunuze ve arkaniza (elinizle havaya cizeceksiniz) dev bir guc sembolu cizin. Sembolu onunuze cizerken kagida cizdiginizin tam tersi yonunde cizmeniz gerekir ki sembol dogru yonde cizilmis olsun.

Bu auranizi negatif enerjilerden korumak icin oldukca etkili bir yontemdir.

3. Gun icerisinde cabucak gucten dusenlerdenseniz, asagidaki yontemleri  deneyebilirsiniz:

Vakit gecirdiginiz ortamlari negatif enerjiden arindirin; mumkunse isyerinizdeki calisma alaninizi (ayri bir odaniz varsa tavsiye ederim) ve evinizi sandalagaci ve adacayi tutsusunun dumanindan gecirin; bu ayni zamanda kadim Kizilderililerin kullandigi ve biz sifacilarin da sıklıkla basvurdugu cok eski ve guclu bir temizleme yontemidir. Dumani, temizlediginiz alanin koselerine ve tam merkezine yayilmasini saglayin.

 Tutsu isi bana gore degil diyorsaniz ozellikle işyerinizdeki calisma masaniz icin makul bir buyuklukte siyah bir oniks taşı edinin, bu tas negatif enerjiyi toplamakta cok etkilidir, her gun tasinizi sudan gecirin, sandalagaci ve adacayi tutsusunun dumani da tasinizi temizlemek icin idealdir. Tasinizi ara sira deniz tuzu dolu bir kaba yatirin ve 24 saat bu kapta bekletin. Taslarinizi tuzlu suya batirmayin, bu taslarinizin cizilmesine sebep olur.




Reiki uygulayicilari icin;

a)Vakit gecirdiginiz alanlarin koselerine ve tam merkezine her gun gune baslamadan birer guc sembolu cizin.

b)Isyerinizde gun icinde size eslik etmesi icin gonul baginiz olan bir objeyi reiki enerjisi ile her gun yukleyin, bu obje reiki enerjisini gun icerisinde surekli yayacak olup negatif enerjilerin alaninizdja barinmasina izin vermeyecektir.

UNUTMAYIN!

Negatif negatifi, olumsuz duygular, olumsuz duygulari ceker; etrafinizda fazlaca olumsuzluk olmasi sizin de olumsuz titreşimler yayiyor olmaniz veya tam tersi ışığınıza üşüşen kelebekler gibi ışığa muhtac kisilerin size cekilmesinden kaynaklaniyor olabilir. Ama herhalukarda bu durum da hersey gibi sadece sizinle ilgilidir, durum ilkinden ibaret ise muhtemel rahatsizlik ve mutsuzluk duyarsiniz ve kendinizi asagi cekilmis hissedersiniz; yeterince isiga sahip bir kisi ise zaten bu olumsuzluklardan etkilenmez;  icinde bulundugunuz durumu gozlemleyin, eger bir negativite miknatisi olmus iseniz; olumlu titresimler yaymak uzere kendinizi yukseltmeniz sadece sizin gorevinizdir, siz rezonansinizi yukselttikce sizden daha dusuk seviyede titresen olay ve kisiler sizi etkileyemez.

Siz bunlari dusune dururken, bahsettigim yontemler de size bu yolda yardimci olsun...

Sevgilerimle

15 Ağustos 2014 Cuma

Reiki Kaderi Değiştirebilir mi, Peki Ya Kaderi Yenebilir mi?


Reiki'ye ilişkin bugüne dek sıklıkla karşılaştığım sorularla devam edelim.

Reiki, kaderi değiştirebilir mi, peki ya ölümü yenebilir mi?

Öncelikle, kader ve ölüm meseleleri hakkında kesin bilgiye sahip herhangi bir kimse olmadığını kabul ederek konunun değerlendirilmesi gerekmektedir, Kutsal Kitapları ayırarak, bugüne dek yazılmış tüm kitaplar, verilmiş tüm seminer ve görüşler her biri büyük oranda şahsi araştırmalara dayalı şahsi inançları içermektedir. Malum ölüp de geri dönen, ölüm sonrası prosedürü öğrenip bizlere aktarabilen, kaderin değişip değişmemesi üzerine bilimsel çalışmalar yapabilen herhangi bir Ar-Ge departmanı veya şahıs da bulunmamaktadır.

Ölüm ve ölüm sonrası deneyimler üzerine yazılmış en iyi kitaplar, fikrimce Michael Newton tarafından birçok gönüllü ile gerçekleştirilmiş geçmiş yaşam regresyon (hatırlama) seanslarının toplanarak derlendigi “Ruhların Kaderi” ve “Ruhların Yolculuğu” adlı iki eserdir. Özellikle yakınlarını kaybedenlerin bir nebze rahatlama ve teselli de bulabileceğine inandığım bu kitaplar aynı zamanda kader üzerine de ilginç irdelemeler içermektedir.

Benim de sezgisel olarak kader üzerine oluşturduğum inanç şu;

Kaderinizi ulu bir ağaç gibi düşünün, kalın bir gövde ve gövdeden uzanan dallar... Gövde; tespit edilen hayat yolu ve süresidir, değiştirmesi imkansız olmamakla beraber (unutmayın hiç bir şey ama hiç bir şey kesin ve imkansız değildir zira enerji hareketli ve değişkendir) gövdenin ve toprağın altına inen köklerin kalınlığı ve sağlamlığı ağacın adeta yerinden oynatılamaz olduğu algısını yaratır; gerçekten de böyle bir ağacı yerinden oynatmak yüklü efor gerektirir ama imkansız değildir.

Hayat yolunda doğum ve ölüm anları başta olmak üzere, hayatta yaşanacak kilit olaylar ve dönüm noktalarini (çoğu zaman evlilik/ağır hastalık/ kayıp gibi) değiştirmek ancak bu tarihlerin ve kilit olaylarin seçilmesine sebep teşkil eden dinamiklerin ve ruhsal anlaşmaların keşfedilmesi ile mümkündür.

Örnek vermek gerekirse, hayat süresini doğmadan önce 40 yıl belirleyen bir ruhun, bu süreyi belirlemesinde kesinlikle yüksek bir hayır ve alması gereken ruhsal dersler ve mevcut ruhsal anlaşmalar vardır; bunlara dair tam bir farkındalık edinmek öncelikle günlük yaşam koşullarında ve aklın hükmünde neredeyse mümkün değildir, farzedelim ki böyle bir farkındalığımız da var; bu halde muhtemelen hayat süremizi değiştirmememiz gerektiğini anlardık ve müdahale etmezdik, farzedelim yine de “anlamlı” bir sebepten müdahale etmek istiyoruz, işte böyle bir durumda hayat süresini, doğum ve ölüm anlarını ruhsal seviyede çalışarak değiştirmek mümkün olabilir.


Ancak bahsettiğim sebeplerden ötürü bir çok kaynak doğum ve ölüm anının önceden belirlenmiş ve değiştirilemez tarihler olduğunu savunur, sınırlı aklın, ruhun üzerinde, bu tarihleri değiştirecek gücü ve farkındalığı bulunmadığından ve ruhun bedeni için de her zaman en hayırlı seçimler yaptığı düşünüldüğünde, bu tarihlerin teoride değiştirilebilir, uygulamada ise değiştirilemez olduğunu iddia etmek çok da mantıksız olmayabilir.

Bu çerçevede, “kadersel” bir seçim olarak herhangi bir hastalığı yaşamak konusunda seçim yapan ruhun bu deneyimi yaşaması gerekir, Reiki ruhun seçimlerine saygı duyar; Reiki böyle bir durumda ruhun bu deneyimini ortadan kaldırmayacaktır, ancak deneyimin beden için daha “çekilir” bir hale gelmesi, bedeni rahatlatması ve daha da önemlisi bu deneyimi yaşayan ruhu beslemesi bakımından sayısız yardımlarda bulunabilecektir

Kısacası, hayat yolunda örneğin kanser hastalığını “kadersel” bir seçim olarak seçmiş ruhun seçimine saygı göstermek gerekir, unutmamak gerekir ki bizim için “felaket” ve “trajedi” gibi görünen bir takım olaylar ruhun kendi seçimi ve sınavı olabilir. Reiki ruhun özgür iradesine ve seçimlerine karşı hareket etmez. Bu nedenle Reiki tedavisini ruhsal seviyede hiç kabul etmeyen koma ve hastalık deneyimini herhangi bir destek almaksızın deneyimlemek isteyen ve önceden planlamış oldukları hayat yolunda zamanı geldiği için bedenini terketmek isteyen ruhlar oldukça fazladır. İyi bir Reiki uygulayıcısı hastanın şifayı kabul edip etmediğini anlayabilecek yetidedir ve ruhun talebi ne olursa olsun buna saygı duyar ve Reiki tedavisini gerektiği takdirde keser.

Ruh, hayat yolunda irili ufaklı dersleri yaşamak konusunda anlaşmalar akdetmiştir. Yukarida bahsettigim sekilde hayat yolundaki kilit noktalari degistirmek hususunda farkindaligimizi gelistirmek bir omur boyu mumkun olmayabilir.

Daha ufak derslere gelince; buradaki oyun alanımız daha geniştir, örneğin ruhun “şefkatlı olmak” konusunda eksikleri var ise, A kişisi veya kendi seçimi doğrultusunda B kişisi üzerinden bu dersi tamamlaması mümkündür, bu dersi tamamlamak uzere A kişisi ve B kişisi arasındaki seçimi ve bu kişiler ile ne zaman karşılaşacağı ve ne kadar zaman geçireceği, yani dersin süresi ve başrol oyuncularını belirlemek bizim seçimlerimize kalmıştır, ancak neticede dersler bir bir yaşanacaktır ve derslerden kaçış yoktur.

Gövdeden uzanan dallar çeşitlidir ancak hepsi gövdeye yani hayat yoluna bağlıdır. Reiki bizlerin hayat yolunda kendimize seçmiş olduğu derslerin farkına varmamıza ve bu dersleri mümkün olan en yüksek farkındalık ve verimle yerine getirmemize ve bu nedenle de çoğu zaman aslında bizlerin kaba tabirle “tekrarlayan” insanlar, olaylar ve trajedilerden muaf tutulmamıza yardımcı olur.


Reiki, hayat yolunda isabetli seçimler yapmamızda oldukça faydalı bir yöntemdir. Reiki ile birlikte, iyi bir kahin tarafından bakılan fal, saçmalık değil, kişinin hangi seçime ve derse doğru yöneldiğine dair ışık tutan bir rehberdir. Dolayısıyla sadece reiki değil, aynı zamanda diğer yazilarimda da detaylarını paylaşacağım çeşitli kehanet yöntemlerinin her biri doğru kullanıldığında hayat yolu için çok değerli rehberlerdir.

Tekrarlayan insanlar, tekrarlayan trajediler, tekrarlayan sorunların her biri şifaya muhtaç durumlardır ve bu durumlarin farkina varmaniz ile birlikte değişime uğramalari an meselesidir.

Dikkate alinmaz ise, kimi zaman bu tekrarlar enerji blokajları oluşturur ve enerji blokajları zamanla katı/maddesel/elle tutulur bir hal, yani hastalık halini alır. Genetik hastalıklar örneğin çoğunlukla şifa görmemiş ağır enerji blokajları ve karmik düğümlerden ibaret olup bir nesilden diğerine geçmektedir. Unutulmamalıdır ki, her hastalık bedende ortaya çıkmadan önce enerjisel olarak kişinin enerji bedenlerinde ortaya çıkar, bu blokajların hastalık halini alması ilk değil son noktadır. Reiki bu tip blokajlar nedeniyle oluşan kanser ve benzeri her türlü hastalığın tedavisinde olumlu sonuçlar verir. Ancak şifa bu blokajların oluşum sebeplerinin hasta tarafından anlaşılması ve çözümlenmesi ile mümkündür.

Reiki çalışması tüm bu unsurları barındıran bir çalışmadır. Ancak herhalükarda, ölüm ve kader gibi kanıtlanması mümkün olmayan konular konusunda kesin bir bilgi vermek fikrimce mümkün olmayıp, kişinin kendi sezgilerini dinleyerek kendi inancını oluşturması ve Reiki’yi deneyimleyerek bu deneyimlerine göre bir kanıya varması en doğrusu olacaktır.

Gelecek postta, Reiki eğitimi alanların hayatları değişmiş mi, nasıl değişmiş bu konu uzerine yaziyor olacagim.

Sevgilerimle...

13 Ağustos 2014 Çarşamba

Niyet Tarifi - Hıdrellezi Sevenler, Bunu da Sevdi


Reiki, vs. Kader ve Ölüm konusu ile devam etmeden önce kısa bir mola, ve küçük bir tarif; bu tarifi ben dahil en yakın kız arkadaşlarımın birden fazla kez denediğini ve her birimizin her defasında çok başarılı sonuçlar aldığını söylemeliyim.

Öncelikle ihtiyacınız olanlar:
1.       Niyetinizin içeriğine göre, üzerine yazı yazılabilecek boyutta renk renk mumlar; mumlar daha önce kullanılmamış olmalıdır. Niyetinizin konusuna göre tek renk mum seçmeniz yeterlidir.

Yeşil ve kahverengi: Maddi konular, bolluk, bereket ve yeşil ise şifa için uygundur
Sarı, altın, mor ve kırmızı : Kariyer ve eğitimde başarı, ilerleme
Pembe, kırmızı, beyaz:  Saf duygusal aşk ve ilişki

Not: İstediğiniz renk mumu bulamadığınız durumlarda beyaz renk mum her rengin yerine geçmek üzere her zaman kullanılabilir.
2.       Mumun üzerine niyetinizi temsil eden kelime ve sembolleri kazımak için toplu iğne

3.       Mumun altına koymak için minik kağıt parçaları (post it olabilir)

4.       Niyetinize ilişkin hazırlıkları yapacağınız ve tercihen, enerji anlamında sakin ve temiz olan bir ortam-bulunulan ortama çok sayıda kişinin girmemiş olması, ve bu ortamda negatif enerji barındıran konuşma, tartışma ve kişilerin bulunmamış olmasına dikkat edilmelidir- en azından niyet çalışması öncesi böyle bir olayın olmamış olmasına dikkat edelim. Ben şahsen odamda müzik dinlediğim belirli bir köşeyi bu tip çalışmalarım için kullanmaktayım. İlaveten, yatak odası ilişkiler için, bolluk bereket için mutfak, kariyer ve çalışma için çalışma odası gibi alanların da kullanımı niyet çalışmasını destekleyecektir. 

5.       Niyetiniz için hazırlıklarınızı, gerekli olmamakla beraber, en ideali, banyo yaptıktan sonra, bedenen ve ruhen günün kalıntılarından temizlendikten sonra yapmalısınız.

 
Ön hazırlıklar bitti, gelelim asıl işleme.

Niyet belirleme:

Öncelikle niyetinizi belirleyin, niyetiniz kafanızda ne kadar net olursa çalışmanız da o kadar kuvvetli olur. Evrene belirsiz ve karışık mesajlar göndermek, yanlış numaraya sms atmak gibidir, sms gider gitmesine ama cevabı nasıl gelir bilemeyiz =)

Burada dikkatinize getirmek istediğim en önemli husus, niyetinizi belirlerken kesinlike ama kesinlikle başka bir insanın özgür iradesini manipüle edecek şekilde bir niyette bulunmamanızdır, en sık istenen, X kişisi beni arasın, beni sevsin, benimle beraber olsun, bana geri dönsün gibi niyetlerdir; öncelikle baştan söyleyeyim hiç bir enerji çalışması ile bir kişinin sizi sevmesini sağlayamazsınız, bir kişide size dair herhangi bir duygu yoksa evrendeki hiç bir enerji o kişide size dair güzel duyguların oluşmasını sağlamaz. “Ama aşk büyüleri var, duydum oldu” dediğinizi duyar gibiyim; bu konuya başka bir postumda değineceğim. Ama içiniz rahat olsun öyle bir şey yok.

Bir başkasının özgür iradesini yönlendirmek bir takım teknikler ile mümkün olabilir, ancak bunun sonuçları çoğu zaman çok trajik ve olumsuzdur, çünkü bir başkasının özgür iradesine saygı duyulmadan onun enerji alanına girerek onu belli bir aksiyona yönlendirmek o kişi tarafından ruhsal seviyede algılanır ve o kişiden size karşı asla sizin istediğiniz şekilde samimi ve güzel duygular akmaz, çoğu zaman tam tersi o kişi size nedenini bilmediği bir öfke ve kızgınlık duyar. O yüzden baştan niyet çalışmalarını sadece kendimizi odakta tutarak yapacağımız konusunda anlaşalım.

Güzel ilişkiler, iyi bir kariyer,  bolluk bereket,  mal, mülk sınırsız olarak isteyebileceğiniz şeylerdir.

Ama bu sözümden de kalkıp bütçenizin yetersiz olduğunu bile bile bir anda kendinize dev bir han, yat, kat niyet ederek yola çıkmak  “niyetinize inanmadığınız sürece ve kendinizi niyetinizin gerçekleşeceğine ikna edemediğiniz sürece” niyetinizin gerçekleşmemesine neden olacaktır. Dolayısıyla bebek adımlarla yola çıkmak niyet çalışmalarında motivasyonunuz açısından da  daha uygun olacaktır.


Niyetinizi belirlediniz, ben zamanında bizim kız grubumuz ile yaptığımız çalışmadan örnek vereyim, hepimiz o dönem bekardık ve uzun süredir yalnızdık. Her birimiz artık güzel bir ilişki istiyorduk; kağıt parçalarımızı aldık tek tek aradığımız kişinin bizim için önemli olan özelliklerini yazdık, burada fiziksel özellikler üzerinde fazlaca durmak yakışıklı/güzel bir şişme bebekten fazlasını getirmeyecektir; o nedenle karakter özelliklerine ağırlık vermeniz tavsiyemdir veya özellikle kızlar için konuşuyorum; maddi durumu iyi olsun yerine para kazanacak donanıma ve şevke sahip olsun demek şüphesiz ki uzun vadede ilişkiniz için daha hayırlıdır, zira bugün maddi durumu çok iyi olan birinin çalışma isteği ve şevki yok ise o paranın tükenmesi an meselesidir. 

 Ancak benim şahsi tavsiyem de bu değildir.
 
Hiç  bir özellik yazmayıp, evrenin işleyişine güvenip, “benim için en hayırlı, daimi mutluluk, karşılıklı aşk, sevgi ve saygının hüküm sürdüğü muhteşem bir ilişki” gibi bir genel talep bugüne kadar ki gözlemlerime göre istisnasız hep olumlu sonuçlanmıştır, ben iki yöntemi de denedim, alışveriş listesi gibi hazırladığım liste gerçekten de kasadan birebir aynı olarak karşıma paket halinde çıkmıştır hem de boy, yaş, kilo, göz rengi ve baş karakter özellikleri de dahil,  ancak akıl ruhtan hiç bir zaman üstün değildir, benim tüm iyi niyetimle yazdığım bir takım özelliklerin şüphesiz ki benim hayrıma sonuçlanıp sonuçlanmayacağını aklım zamanında öngörememiştir, dolayısıyla bu tip niyet çalışmalarınızda “kontrol delisi” olmayın, her detay üzerinde düşünmeyin niyetinizi genel hatları ile kararlaştırın ve bırakın evren sizin için en iyisini getirsin.
 
Kariyerinizde terfi istiyorsanız, bilmemkim gitsin yerine de ben geleyim şeklinde yol haritaları çizmeyin, isteğiniz “mevcut işyerinizi ve pozisyonunuzda terfi” almak iste, o terfiyi alacaksınız, nasıl olacağı konusunu siz dert etmeyin.  Özellikle istemediğiniz özel bir durum var ise onu da belirtin, örneğin “mevcut işyerimde mevcut pozisyonumda terfiye niyet ediyorum, ancak bu terfimin herhangi birinin işinden olmasına sebep olmamasını ve herkesin en yüce hayrına olacak şekilde gerçekleşmesine niyet ediyorum” gibi.
 
Her türlü niyetinizin sonuna mutlaka “kimsenin incinmemesi, herkesin en yüce hayrına gerçekleşmesi koşuluyla” ifadesini ekleyin.

Niyetimizi de belirledikten ve küçük kağıtlarımıza kısa kısa yazdıktan sonra bu kağıda yazdıklarınızı bir süre hazmedin. Kağıdınıza yazdığınız ifadeler, cümlelerden ziyade anahtar sözcükler şeklinde olursa daha net ve enerjisi kuvvetli olur.

Ardından seçtiğimiz mumun üzerine (her seferinde tek konuya odaklanın) daha kısa, hatta semboller halinde niyetinizi toplu iğne ile kazıyın, örneğin el ele tutuşan 2 çöp adam, sonsuzluk işareti vs. gibi. Klişelerden ziyade size has semboller kazımanız niyet çalışmanızı oldukça güçlendirecektir. Bu nedenle mumunuza kazıyacağınız sembolleriniz kişisel olsun, üzerinde biraz düşünün ve yaratıcılığınızdan bir şey katın. Reiki uygulayıcıları, bu noktada mum ve kağıdınızı enerji ile yükleyin, bu niyetinizi adeta şarj edecek ve niyetinizin oluşmasını hızlandıracaktır.
En son aşama olarak kağıdınızı mumun altına koyun ve üzerine sembolünüzü kazıdığınız mumunuzu yakın. Benim tercihim yanan mumun üzerine mum yanarkan sembollerimi kazımaktan yanadir, ancak yanma tehlikesine karşı siz sembollerinizi mumu yakmadan önce kazıyın. Mumunuzu yaktıktan sonra niyetiniz üzerine odaklanın ve evrene hitaben-adeta yardımcınız ile konuşuyormuşcasına- 3 defa ve çok net ve kendinize güvenerek niyetinizi tekrarlayın ve niyetinizin herhangi bir zamanda gerçekleştiğini görün, bilin ve inanın bu inanç noktasını yakaladığınız anda “öyleyse oldu” deyip, mumunuzu üfleyin.

Ana çalışmanın ardından 4-7 gün boyunca ama 4 günden az değil, mumunuzu 5 dakika boyunca yakarak niyetinizin gerçekleşmesinden dolayı evrene teşekkür edin, niyetinizi ana çalışmadaki şekilde tekrar etmeyin, çünkü bu evrenin gücüne olan güvensizliğinize işaret eder. Niyetiniz oldu, siz de bunu biliyorsunuz , öyleyse olmamışcasına aynı şeyleri tekrar etmeyin..

 
Alternatif olarak;
Reiki uygulayıcıları; mumun üzerine kazdığınız sembolleri ayrı bir kağıda çizerek yanınızda taşıyarak ara ara bu sembollere enerji verebilirsiniz. 7 günden fazla bu çalışmanın yapılmasına gerek yok.
 
Gün içerisinde çok yoğun olanlar; gün içerisinde monitör başından ayrılamıyorsanız, aklınız fikriniz işte ise, o zaman bir post it’e sembollerinizi çizip monitörünüze yapıştırın, böylece gün içerisinde kısa aralıklarla niyetinize odaklanma fırsatınız ve dolayısıyla da teşekkür etme fırsatınız doğar. 7 günden fazla bu çalışmanın yapılmasına gerek yok.
 
7 günün sonunda bu çalışmayı yaptığınızı tamamen unutabilirsiniz, hatta mümkünse unutun, niyetinizi bir balon olarak düşünün, balonun ipini bırakmazsanız balon hedefine varamaz, o yüzden rahat olun ve niyetinizi olmuş bilin.

Kız arkadaşlarıma gelince, bir kısmımız ritüel sonrası evlendi bir kısmımız yeni işyerine girdi bir kısmımız hayatının insanı ile karşılaştı =)

Size de faydalı olması dileğiyle...

 

 

10 Ağustos 2014 Pazar

Reiki Nedir, Reiki Master’i kimdir?

 
 
Rei; her yerde varolan, ki ise, nefes, yani, ruhsal yaşam enerjisi anlamına gelmektedir.  Reiki Japonca bir sözcük olup, anlamı, “Evrensel Yaşam Enerjisi”dir.  

Reiki’nin bilinen tarihine bu yazımda detaylı girmeyeceğim, ancak Reiki’nin bir disiplin olarak günümüze kadar taşınmasındaki en önemli kişi şüphesiz Mikao Usui’dir. Reiki, 1900′lü yılların başında Usui tarafından – fikrimce - “yeniden” keşfedilmiş ve günümüze kadar ulaşmıştır.

Reiki, basitçe, evrende var olan herşeyin bir enerjisi olduğu prensibine dayalı, ve reiki uygulayıcısının bu enerjiye kanal olmak suretiyle gerçekleştirdiği çoğunlukla ellerle uygulanmakta olan bir şifa yöntemidir. Reiki uygulayıcısının elleri genelde avuç içlerinden çıkan bir ışık huzmesi ile temsil edilir. Bu temsili görüntünün benzerleri sadece uzakdoğuda değil, aynı zamanda şifa kabiliyetleri ile bilinen Azizler ve Hazreti İsa’nın temsili görüntülerinde de sık sık karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle Reiki’nin bir uzakdoğu inanç sistemi olduğunu düşünmek veya herhangi bir din ile bağdaştırmak doğru değildir. Reiki bir inanç sistemi değil, evrende var olan enerjiyi ilgili yere yönlendirerek gerçekleştirilen bir şifa yöntemidir.
 

Her ne kadar Reiki uzakdoğu felsefesi ile bağdaştırılmakta ise de, Reiki herhangi bir grup, din, mezhep ve topluluğa ait değildir, ve herkes içindir.

Ben yaklaşık 10 senedir reiki tekniği ile sadece şifa değil çeşitli konular üzerine çalışmaktayım, bu süreçte Reiki ile ilgili karşılaştığım çok ilginç sorular ve saptamalar oldu, bunların bazılarını da burada paylaşmak isterim.

11.     Reiki gerçek midir?  Ben hiç bir şey görmüyorum, hissetmiyorum, öyleyse Reiki yok. Reiki var ise, o zaman bir kaşık çıkarayım da bük hadi bakalım.

Evrensel yaşam enerjisini gözlerimiz ile görmüyor olmamız bu enerjinin var olmadığı anlamına gelmez. Bununla birlikte bu enerjiyi ve titreşimleri yukarıdaki resimde temsili olarak gösterildiği şekilde görebilen eğitimli gözler de mevcuttur. Evrende var olan herşeyin bir enerjisi olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçektir. Öyleyse bu enerjinin de kanalize edilerek kullanılması mantıken mümkün olmalıdır.  Ancak reiki kanıtlanmaya muhtaç bir show aracı değildir, bu nedenle bu enerji sistemine inanıp inanmamak herkesin özgür iradesine kalmıştır. Ancak reikinin işlemesi reikiye olan inançla doğru orantlı değildir, reikiye inanmayan ancak şifa bulmak isteyen bir kimse de reikiden faydalanabilmektedir. Gerçekten de çoğunlunlukla reiki talep eden kişiler, reikiye inanan kişilerden değil, daha ziyade şifa bulmak isteyen kişilerden oluşmaktadır.

2.       Reiki yapan kişiler özel kişiler midir? Reiki Master’ı kimdir, yüce bir kişilik midir?

Reiki yapan ve uygulayan kişilerin reiki yapmayan insanlardan hiç bir farkı ve özelliği bulunmamaktadır. Reiki yapan kişiler ne yüce, ne çok iyi kalpli, ne çok ruhani, ne de sürekli “ışıkla kalın” “sevgi içimizde” nidaları ile beyaz keten elbiseler içinde “om”layarak dolaşan yarı eterik kişilerdir. En önemlisi ise, reiki uygulayıcısının herhangi bir insandan daha farklı ve özel bir gücü bulunmamaktadır. Reiki sadece belirli kişilere nasip olan özel bir güç ve yetenek değildir. Hatta reiki bir yetenek işi de değildir. Reiki evrensel enerjiyi kullanmak ve bu enerjiye kanal olup, bu enerjiyi istediği odağa kanalize etmek üzere gerekli eğitimi almış ve çalışmaları gerçekleştirmekte olan kişidir, bu nedenle eğitimini aldığında ve düzenli bir şekilde çalıştığında herkes iyi bir reiki uygulayıcısı olabilir.

Reiki Master’ı ise, yüce bir kişi, bir hacı hoca değildir, burada kullanılan Master ifadesi aslında “öğretmen” anlamına gelmektedir. Kısacası, Reiki Masteri aslında bir Reiki Öğretmeni olup, Reiki eğitimini vermeye ve öğrencilerini reikiye inisiye etmeye yetkin kişi anlamına gelmektedir.

Ancak evrensel enerjiyi anlayarak bu enerji ile çalışmaya başlayan kişinin kendisine, çevresine ve dünyaya dair farkındalığı artacağından, ve bunları daha farklı gözlerle görmeye başlayacağından, elbette zaman içerisinde ortalama bir insana göre daha nitelikli kişisel özellikler geliştirmesi de kaçınılmazdır.

3.       El verme yani inisiyasyon nedir? İnisiye olmaksızın reiki uygulayıcısı olunamaz ?

Şahsi fikrim, evrensel enerjinin kullanımının hiç bir şart ve koşula bağlı olmadığı yönünde. Evrensel yaşam enerjisi herkesin kullanımına açıktır, her yerdedir. Reiki Master’larının genel kanısı inisiyasyon olmaksızın reiki uygulanamayacağı yönündedir, ancak ben daha ziyade bu düşüncenin reiki disiplinini korumak ve yanlış uygulamalara mahal vermemek adına yerleşmiş olduğuna inanıyorum.

Burada bahsi geçen inisiyasyon ise, insan bedenindeki enerji noktalarını bu enerjiye kanal olmak üzere aktive etmekten/temizlemek/yolu açmaktan ibarettir. Kısacası, ben bu inisiyasyon sürecini tıkalı kanalları açmaya benzetirim, tertemiz bir kanaldan enerji çok daha kolaylıkla akar, ancak inisiyasyon almamış bir kişinin de kesinlikle evrende var olan enerjiden belli bir ölçüde faydalanıp bu enerjiyi kanalize edebileceğine inanıyorum. Nitekim hepimizin de etrafında “elleri efsunlu” arkadaşlarımız eşimiz dostumuz mutlaka mevcuttur.

Reiki, insanı ölümden kurtarır mı, kaderini değiştir mi…? Reiki şifadan başka alanlarda da kullanılabilir mi? Reiki öğrenince hayat bir anda güzelleşir mi? bir sonraki postta cevaplarını yazıyor olacağım…

 

9 Ağustos 2014 Cumartesi

Bizim Ferrari’miz Vardı da mı Satmadık?

Bu sayfaya yolunuz düşmüşse, bir çoğunuzun Ferrarisini Satan Bilgenin öyküsünü okuduğunu veya en azından mutlaka duyduğunu düşünüyorum. Okumayanlar için öykünün konusunu kısaca özetleyeyim; kitabın baş kahramanı Julian, mesleğinde çok başarılı bir avukattır, Julian hayatta maddi olarak sahip olabileceği herşeye sahiptir, kariyer, şöhret, para, özel bir jet, ada ve kırmızı bir Ferrari. Julian yoğun iş temposu ve bitmek bilmeyen iş stresi sebebiyle bir gün bir duruşmada kalp krizi geçirir, ve tedavisinin sonucunda çok sevdiği Ferrarisi dahil tüm malvarlığını satarak Hindistan’a ruhsal bir yolculuğa çıkar. Tahmin ettiğiniz şekilde, bu yolculukta tüm stresinden ve dertlerinden arınan, ve bol bol ruhunu besleyen Julian, bu yolculuğunda karşılaştığı ustasının da desteği ile kitabın sonunda adeta yeniden doğmuştur.
 
 Biz okuyucular ise, kitabı ağzı kulaklarında baştan sona muthiş bir keyifle okumuş, ve kitaptaki öğretileri az çok hayatımızda uygulayacağımıza söz vermiş hiç bir zaman Ferrarisi olmamış bilge adayları olarak, kitabı kapadıktan sonra bizi bekleyen ev işleri, “iş” işleri ve benzeri işler ile mücadele ederken bir süre sonra  “Ah şanslı Julian..” nidaları ile başlayıp “Bizim Ferrarimiz yok, neyi satıp Hindistan’a gideceğiz, şahsımıza münhasır Yogi ustası ayarlayacağız ki?” şeklindeki isyanlar ile son bulan gerçeklikle yüzleşme seanslarının ardından, şahsen, “kişisel gelişim bir zengin sporu mudur?”, “kişisel gelişim için dağ tepe ormana gitmek şart mıdır?”; “dağa gitmemiz gerekiyorsa, işe kim gidecek, işe gitmeyeceksek, nasıl geçineceğiz, 21 gün boyunca dağda “Om”layıp, tahılla beslenip, ruhu besleyip, bedeni inceltirken, “zen” ay sonunda kredi kartını ödeyecek mi?; “peki bu durumda hem kariyer sahibi olup hem kişisel gelişemiyor muyuz?” gibi soruların cevaplarını arar oldum.

Bu blogun ortaya çıkmasındaki asıl sebep de bu… kendi yolculuğuma bundan yaklaşık 17 sene once 12-13 yaşlarında Neale Donald Walsch’ın Tanrı ile Sohbet serisini okuyarak başladım. Türkiye’de daha kişisel gelişimin “k”si ortada yokken, meleklerin sadece kilise tavanlarında hoş bir motif olarak arzı endam ettiği, yogi denince akla sadece Ayı Yogi’nin geldiği bir dönemde, evrenin işleyiş prensiplerini bir diyalog halinde aktaran bu kitap, sadece ruhsal gelişim üzerine değil, aynı zamanda bilimsel bir makale gibi, evrenin kullanım prensiplerini ortaya koymaktaydı.

Bu kitabın ardından okumayı ve okuduklarımı uygulamayı hiç bırakmadım, Reiki ve benzeri enerji sistemlerinin eğitimini alarak “Master” yani “öğretmen” seviyesine genç yaşta ulaştım, uygulamaya, çoğu zaman da anlatmaya devam ettim; taa ki, universite hayatı bitip de iş hayatının korkunç çarkında kontrolsüz bir şekilde dönmeye başlayıncaya kadar. Iş hayatında karşılaştığım birbirinden ilginç karakterler, adaletsiz hiyerarşik düzenler, baskı, geçim derdi, kan, gözyaşı, dram derken kendime oluşturduğum o dingin “zen” dünyadan eser kalmamış, hayal ettiğim Sex and the City ve Ally McBeal’deki meslek sahibi zeki ve güzel moda gurularından ziyade, kimi zaman duş almaya bile mecali olmayan, aksi ve sinirli bir karakter olmanın eşiğine gelmiştim.

Julian gibi ben de avukatım, iş stresi ve yoğunluğu, bu mesleğin doğasında olan bir şey, ama benim, Ferrarim olmadığı için, satıp da Hindistan’a gidip kafamı rahatlatacak lükslerim, hatta param olsa bile o kadar uzun yıllık izinlerim, şahsıma özel bir usta ile de çalışma imkanım olmadı. Dolayısıyla memleket koşulları gözönünde bulundurulunca birçoğumuzun da aynı durumda olduğunu en zen anımızın ise, o da, - mümkün olduğu gecelerde- iyi bir uyku olduğunu sanıyorum.

Evrenin yasaları, dilediğiniz kaderi yaratmak hususunda mükemmel işler; eğer işten güçten vaktiniz kalır da konunun üzerine eğilebilirseniz.. .Bizzat deneyimledim ve gördüm. işe yaradığı konusunda şüphem yok, hatta  deneyimlerim, en büyük motivasyon kaynağım.  Ancak, sorun, gün içerisinde size sonsuz bir zihin işkencesi yaşatan muhataplarınız, işiniz, sorumluluklarınız ve çeşitli zorluklar karşısında gün sonunda hangi olumlu enerji, ve hangi vakit ile neyi yaratabileceğiniz.

Bu Blog, bu kaliteli vakti, Hindistan’a kaçmaksızın, dağa ormana yerleşmeksizin mevcut koşullarda kendim için yeniden yaratmanın bir yolu. Adım adım güncesini tutacağım, interaktif bir manifestasyon (yaratım) projesi..

Yolu sayfama düşenlere ilham olması dileğiyle…

Geleceği Bilmenin Sırrı

Geleceği bilmek istiyorsan, Kendini bil.  Geleceği mi bilmek istiyorsun, Dışarı çıkma, *Kendine gel!*,  Geleceği ...