30 Eylül 2014 Salı

Mutluluğun Formülü Nedir?


Mutluluğa kavuşmak için, işinizi değiştirin, şehri terkedin, doğayla bütünleşin, kendi ekinlerinizi kendiniz yetiştirin, işte mutlululuk bu! Deyip, mutluluğun formülünü sizlere vererek, kişisel gelişim fenomenin aslıda bu formülden ibaret olduğunu söyleyip sayfamı ve blogumu kapayıp tarlama gitmek inanın ben de isterdim; tabii eğer gerçekten mutluluğun formülü bu olsaydı...

Ama sizlere bir haberim var, evrensel yasalar üzerine az çok çalışmış biri olarak, kimi zor zamanlarda kendim bile aksine söylemlerde bulunabilsem de da, iş başa düşüyor; malesef hayat koşulları bizleri değil, bizler hayat koşullarımızı oluşturuyoruz. Başka bir ifade ile, mutluluğunuz, hayalinizdeki tarlaya taşınmanız veya trilyonlara kavuşmanız ile değil, hayalinizdeki tarlaya taşınmanız ve trilyonlara kavuşmanız, mutluluğunuza bağlıdır.

Bugüne dek benim sayfamda da olduğu gibi çeşitli mecralarda, düşünce gücü ve niyetlerinizi gerçekleştirmenin yolları kısacası çekim yasasının işleyişi anlatıldı, tartışıldı, ve biz bu yasaya inandık, işlediğini çoğumuz gördük.


Çekim yasası, sadece hayalinizdeki arabayı, evi, işi ilişkiyi değil, hayatınızın tümünü etkileyen, değiştiren ve dönüştüren bir yasadır, çekim yasası, hayatınızın ta kendisidir, çekim yasasından dünyanın hiç bir tarlasına taşınarak, hiç bir işi, eşi, dostu değiştirerek kaçamazsınız, kısacası, kendinizden kaçamazsınız.

Peki bu ne demek?İçinizde, maddi olarak fakirliği, ilişkinizdeki kısırlıkları, işinizdeki talihsizlikleri ve benzeri olumsuz durumları yaratan her ne “duygu” ise, o duyguyu tespit edip, kaynağına inip, o duygunuza şifa vermeksizin, o duygunuzun, yani titreşiminizin yarattığı “durumu”Mars’a bile gitseniz yine yaratırsınız.

Sizlere kendimden örnek vermek isterim, benim hayatta benden yaşça büyük ve özellikle hiyerarşik yapılarda önümde yer alan (aile, iş) kadın figürleri ile her zaman belirli bir konuda çok ciddi boyutlarda kişisel çatışmalarım olmuştur. Özellikle iş hayatında mutlaka bu problemi yaşamışımdır. Bu nedenle 7-8 senelik kariyer hayatım boyunca 3 kere iş değiştirerek, her seferinde, problemimi çözeceğine inandığım ve bir öncekinden farklı bir yapıda yönetilen iş yerlerine geçtim ve her seferinde aynı kurguyu yaşadım. Sonunda çok emek vererek okuduğum ve edindiğim Hukuk/Avukatlık mesleğini bırakma kararı aldım. Ancak köprüden önceki son çıkışta yoğun bir şifa ve enerji çalışmasına girerek önceki deneyimlerimin izlerini silip, “kendime” bir şans daha vermeye karar verdim.

Şu anda 4. işyerimdeyim, patronum bir kadın ve aynı problemleri sadece ben enerjisel olarak “formdan” düştüğüm zaman yaşıyor, enerji seviyemi yükselttiğim zaman, mevcut problemin derhal yokolduğunu deneyimliyorum. Kısacası sizlerle burda paylaşamayacağım bir duygu sebebiyle yarattığım bu durumu henüz tamamenşifalandıramamış olsam da, büyük oranda iyileştirmiş olduğum için, şartlarımın tamamen benim enerji seviyeme göre şekillenmekte olduğunu söyleyebilirim.

 
Burada şunu da söylemekte fayda görüyorum, hayalinizdeki hayat, gerçekten şehri terkedip bir tarlaya taşınmak olabilir, bu niyetin hiç bir kısmı olumsuz değildir, kendinizden kaçmak için bahane olarak kullanmadığınız her niyet, her yaşam biçimi, kısacasıher talebiniz son derece uygundur.

Benim kendim için belirlediğim kişisel misyon, “dünyevi” koşullarımdan arınmayarak/”kurtulmayarak”, aksine mevcut koşullarım içerisinde hayal ettiğim dönüşümü oluşturmaktır. “Plaza Şifacısının” da doğum sebebi tamamen bu kişisel misyonu yaşatmak ve deneyimlemek üzerinedir. Bu ne demek? Benim gibi kişisel gelişim, şifa ve enerji çalışmalarına gönül vermiş birine, hele bir de zamanında iş yerlerinde sıkıntı yaşamış ise, işini bırak kendini bu konuya ada demek kolaydır, ve hatta makuldur. Lakin, dediğim gibi, işte tekrarlayan bir sıkıntı yaşadığı için, mevcut sıkıntısının kaynağına inmek yerine işten kurtulan bir kimsenin, gelecekte de aynı sorunu yaşayacağı tartışmasızdır, bunun işinizle, parasızlığınızla, aşksızlığınızla, erkeklerin kötülüğüyle, insanların vicdansızlığıyla yani “dışarıyla” hiç bir ilgisi yoktur, kişisel gelişim, kişide yani içeride başlar. Adı üstünde kişisel olarak gelişmek demek, yaratmış olduğunuz koşulları, aslında tekrar tekrar yaratabileceğinizi anlayarak, iyileştirerek, hayallerinizi yaşayabilmeniz demektir.

Dolayısıyla aslında başınıza geldiğini inandığınız herhangi bir şeyden memnun değilseniz, değiştirmeniz gereken tek şey sadece sizsiniz! Koşullarınız ruhunuzun aynasıdır.

Gelelim bu konuda nasıl bir çalışma yapabileceğinize:

Kendinize şu soruları sormanızı istiyorum;
1. Hayatınızda neyin eksik olduğunu düşünüyorsunuz, ve hayatınızda ne olsaydı tam olarak mutlu olacağınıza inanıyorsunuz.

2. Peki diyelim,oşey size verildi, o zaman nasıl hissederdiniz? Ve niye o şekilde hissederdiniz?

Niye sorusuna verdiğiniz cevap hayati önem taşımaktadır. Hayati önem derken, kelimeyi gerçek anlamıyla kullanıyorum=) Hayatınızın şu anki mevcut durumu bu “niye” sorusunun cevabındadır. Neyin “yokluğu”duygusunu yaratmışsanız, o yokluk duygusunu “varlık” duygusuna çevirmeniz gerekmektedir.

Olumlama ve Niyet Çalışması kendimin de kullanmış olduğu faydasına çok inandığım çalışmalardır.

Olumlamaları yokluğuna inandığınız duyguyu var etmek için kullanacaksınız (ör. Başarısızlık, kaybetme korkusu, değersizlik duygusu, korku, güvensizlik, paranın kötü olduğu duygusu gibi yokluk duyguları sıklıkla karşımıza çıkmaktadır, bir çoğumuz bilinç düzeyinde farketmeksizin bu tip yokluk duygularımızı yokedeceğine inandığımız dış koşul değişikliklerine yönleniriz )

Niyet Çalışmasını ise, istediğiniz hayatı yaratmak için kullanacaksınız; imgeleme ile birlikte yazmanızı da tavsiye ederim, oluşmasını dilediğiniz koşullarıduyguları ortamları tek tek yazın ve imgeleyin. İmgeleme esnasında, niyetinize sahip olsaydınız hissedeceğiniz duyguları hissederek titreşiminizi niyetinizle eşleştirin. Bu çalışmayı en az 21 gün yapın, ve 21 günün sonunda ara ara tekrarlamayıunutmayın.

Olumlama ve niyet çalışmalarına ilişkin olarak facebook ve blog sayfamdaki yazılara göz atmanızda fayda var.

Üçüncü ve en önemli aşama ise, şu an şimdi niyetinizi gerçekleştirmek için yapabileceğiniz ne var?
Bahaneleri, üşenmeyi bırakın, kalkın ve yapın...
Yoga hocası olmak isteyen bir arkadaşım, sürekli mevcut işinden mutsuz olduğunu yoga hocası olmak istediğini ama maddi durumu olmadığını söyleyip durur. Oysa ki mevcut işinden aldığı maaşından biraz kenara koyup, en fazla 1 sene içerisinde yoga hocalığı sertifikasını edinecek maddi birikimi edinebilir. Demek istediğimi anladığınıza inanıyorum, fiziksel olarak kalkıp yapabileceğiniz birşeyler mutlaka vardır, ufak da olsa.. siz evrene niyetinizi gerçekleştirmek istediğinize yönelik inancınızı ve çabanızı yansıtırsanız, evren çok daha hızlıbir şekilde niyetinize cevap verecektir.

Kendinizle yüzleşin, olmak istediğiniz insan olun, yaşamak istediğiniz ortama sahipmişsiniz gibi “hissedin”.
Mutluluğun formülü işte budur=)

Sevgilerimle



19 Eylül 2014 Cuma

Ruya Yorumlari Icin Hangi Kitaba Bakmali? Ruyalari Nasil Yorumlamali?


Ruyalarinizi yorumlamak icin hangi ruya sozluklerine bakmaniz ve ruyalarinizi nasil yorumlamaniz gerektigini anlatmadan once, hangi ruyalarinizi yorumlamaniz gerekir, gelin birlikte oncelikle bunu tespit edelim:)

Uyku vakitleri hem bilincaltinin hem de tepe cakranizin (Kaynak, Allah, Tanri -nasil isimlendirmek isterseniz- ile iletisim kurmamizi saglayan kanal) en aktif calistigi, ruhsal gelisim icin en degerli zamanlardandir. Uyku sirasinda neler olduguna iliskin alfa beta gibi uyku durumu hallerini anlatan bilimsel aciklamalarla kafanizi hic karistirmayacagim ve dogrudan ruya tiplerini anlatmaya gececegim.

Uyku esnasinda gorulen ruyalari asagidaki sekilde gruplandirmak uygundur;

a)gunluk kosusturmaniz ve hareketli zihninizin, gune ait olaylari size hikayelestirerek ruya olarak tekrar sunmasi
b)bilincaltinizda yer etmis duygu ve dusuncelerin ruya olarak yuzeye cikmasi, ve;
c)gelecek veya bilinmeyene yonelik bilgi ve haber veren haberci ruyalarin gorulmesi

A şıkkında yer alan ruya tipi genellikle, cok yogun gecen bir gunun ardindan, zihniniz henuz sakinlesmemisken uykuya gecilmesi halinde, uyku esnasinda güne ait olaylarin hikayeleserek tekrar karsiniza cikmasi seklinde gerceklesir. 

Bu ruyalari ayirt etmek kolaydir, genelde bu ruyalar yasadiginiz gune ait olaylar, kisiler ve/veya o gun yasanan duygulari barindirir ve uykudan uyandiginizda zihniniz ve bedeniniz hala yorgun hisseder, bunun sebebi "zihnin" uykuya gecememis olmasindan kaynaklanir.



Bu tip ruyalari yorumlamaniza gerek yoktur, yapmaniz gereken bir sonraki uykunuza daha sakin bir zihin durumu ile gecmektir, bunun icin yatmadan once gune ait yapilan isten cok farkli bir is yaptiktan sonra (ornegin, kafanizi cok yormayacak bir film, kitap veya muzik olabilir) uykuya gecmenizdir. Boyle geceleri sıklıkla yasamaniz fiziksel ve ruhsal bedeninizde hasarlara yol acar, cunku, uyku zamani fiziksel bedenin dinlendigi, ruhsal bedenin ise gelistigi bir donemdir. 

Uyku esnasinda, ruhsal bedeniniz fiziksel bedeninize gumus bir bag ile bagli kalmak suretiyle bedeninizi terkeder, aslinda bu ölüme de yakin bir duygudur, tek farki ruhun bedene hala bagli olmasidir, zaman zaman, uykuya dalmadan veya uyanmadan hemen once dusuyormus gibi bir his yasamaniz, ruhun bedene hizlica geri cagrilmasindan dolayidir. Ruhun bedenden ayrilarak uyku esnasinda yaptigi gezilere astral seyahat denmektedir, astral seyahat esnasinda ruh gerek bu dunyada gerekse baska alemlere yolculuk ederek kendini gelistirir, bu esnada ogrenilen bilgiler cogunlukla sabah uyandiginizda hatriniza gelmez ancak gerektiginde hatirlanir ve bir biliş hali olarak ortaya cikar.


B şıkkındaki ruya tipi ise en sık gorulen ruya tipidir. Bu ruyalar gunluk hayatimizda farkinda olmadigimiz ancak bilincaltinda yer edinmis kodlarimizi cozmemiz acisindan cok faydalidir. Bu tip ruyalar sembollerin sıkca goruldugu ruya tipidir, dolayisiyla cogunlukla yoruma muhtactir. 

Bu tip bir ruyayi gordugunuzde ruyada ilginc detaylar yer alacagindan ruyadaki detaylari unutmamak icin uyandiginiz anda ruyanizi not etmenizi oneririm, isi sabaha veya ileri bir saate birakmaniz bu detaylarin kaybolmasina yol acabilir. 


Ruyanizi yorumlarken mutlaka gordugunuz sembollere dair sahsi hissiyatiniz ve fikrinizi de not edin, hic bir ruya sozlugu size, size ait bir sembolu sizden daha dogru yorumlayamaz, en dogru yorum her zaman size ait olandir, bilincaltiniz size ancak sizin anlayabileceginiz mesajlari gonderir. 

Bu demek degil ki, ruya kitaplarini cope atin; aksine, bu kitaplari okumaniz, bu kitapta yazan sembollerin anlamlarini bilincaltina kaydetmenize yarar ve bilincaltiniza size bir mesaj gonderecekse kitapta yazan semboller araciligiyle gondermesi icin bir talimat verir. Bu nedenle takip ettiginiz ruya sozlugunun tek adet olmasinda fayda vardir. Birden fazla kitap takip etmek sembollerin anlamina iliskin bilincaltiniza karisik mesajlar verir.

Burada dikkat edilmesi gereken husus sudur; ruya sozlugunde ornegin kedinin dusman anlamina geldigi yaziyor ama siz gunluk hayatinizda kedileri cok seviyor ve ruyanizda da gordugunuz kediye dair iyi hisler edinmisseniz, artik burada kitaba degil kendi yorumunuza basvurmaniz gerekir. Benzer sekilde ruya sozlugunuzde hayirli oldugu yazan bir sembole dair ruyanizda olumsuz bir his edinmisseniz yine kendi hislerinizi dikkate almanizi oneririm.



Ruya gunlugu tutmak sembollere dair kendi sozlugunuzu olusturmak icin de gereklidir, ornegin ben sahsen ne zaman ruyamda dislerimi kaybettigimi gorsem, bana ait cok degerli bir seyi kaybetmekten korktuguma dair guclu bir kod yarattigimi anlarim.  Bir tanidigim ise ne zaman ruyasinda gunesin dogusunu gorse birinin ölüm haberini aldigini soyler.

Hal boyleyken, bilincalti ruyalarini haberci ruyalardan ayirtetmek guclesir. Cunku her iki ruya tipi de guclu semboller icerebilir, ruya gunlugu bu anlamda da cok faydalidir, hangi sembolun sizin icin ne anlama geldigini anladiktan sonra, cikan anlamin bilincaltinizdan size gonderilen bir mesaj mi yoksa gelecege dair bir haberci ruya mi oldugunu anlayabilirsiniz, ilaveten, haberci ruyalar gerceklesecegi icin yine bilincalti ruyalarindan bu yolla ayrisacaklardir.

Yalniz suna dikkat edin; olmasini siddetle dilediginiz bir olayin oldugunu ruyanizda goruyorsaniz, bu olay haberci ruya da olabilir ya da tamamen ve yalnizca isteginizin yuzeye cikmasi ve yansimasi da olabilir. Ikinci durumda, malesef ruyaniz gerceklesmeyerek sizi hayal kirikligina ugratabilir, ve yine malesef bu iki tip ruyayi ayristirmak sizin iradeli durustlugunuze kalmistir, size sahsi deneyimlerim isiginda verebilecegim tek tüyo sudur; siddetli istegin yuzeye ciktigi ruyalar genelde semboller icermeyerek direk olayin vuku buldugunu gosterirken, haberci ruya niteliginde olan ruyalar ise isteginizin olacagini anlatirken, direk olayin gerceklestigini gostermekten ziyade semboller araciligi ile konusur. Ama dedigim gibi, bu yorum sizin icin gecerli olmayabilir, kimileri, sembol gormeden direk bir olayin olacagini, o olayin aynen gerceklestigini gorerek de ruyalarindan ogreniyor olabilir.



Ruya gunlugu tuttukca ruyalarin size konustugu dili cozmeniz kolaylasacak, ve cok daha fazla ruyanizi hatirlayacak hatta daha fazla ruya gormeye baslayacaksiniz. Uyumadan once evrenden niyet ve sorulariniza iliskin cevap gondermesini istemeyi unutmayin, sonuclara sasiracaksiniz :)

Hepinize tatli ruyalar dilerim,

Sevgilerimle



11 Eylül 2014 Perşembe

Ruhsal Seviyede Iletisim Calismasi

Daha onceki yazilarimda ve bundan sonra da sık sık hatirlatacagim gibi, herhangi bir enerji calismasi teknigi ile herhangi bir kimsenin ozgur iradesini kendi isteklerimize uygun olarak manipule edemeyiz, zaten bu mumkun de degildir. Bu konuda yazmis oldugum diger blog yazilarima da goz atmanizi tavsiye ederim.
(http://plazasifacisi.blogspot.com.tr/2014/08/ask-buyuleri-sevgiliyi-baglama-hepsi_25.html

Ancak benim de cok severek kullandigim ve bu yazimda anlatacagim teknik, oldukca masum, icinde guzel niyetleri barindiran ve karsimizdakinin ozgur iradesine saygi duyan bir sevgi calismasi olup, aranizin limoni oldugu ama nasil arayi bulabileceginizi bilmediginiz, ozellikle iletisime kapali kisiler bakimindan faydali olacaktir:) Ayni zamanda her ne kadar acik iletisim gibisi olmasa da, nasil ozur dileyeceginizi bilmediginiz ama haksiz tarafin siz oldugunuz durumlarda da ilk adim olarak bu yontemi kullanabilirsiniz.

Bu calismada zihninizin sakin ve dusuncelerden arinmis olmasi en onemli kosuldur.

Zihninizi sakin bir duruma getirdikten sonra, aranizin bozuk oldugu kisiyi imgelemeye baslayin.  Ucuncu gozunuze odaklanin, ve imgenizi ucuncu gozunuzun hizasina cekin, uc kere icinizden iletisim kurmak istediginizin kisinin ismini soyleyin.


Bu ruhsal olarak o kisiye telefon acmaya benzer, ucuncu gozunuz araciligi ile o kisi ile enerji seviyesinde iletisim kuruyor olacaksiniz, karsinizdaki kisinin de ruhsal olarak yetenekleri acik ise, bu iletisim bilinc seviyesine dahi cikarilabilir (telepati).


Imgenizi ucuncu gozunuze cekerek kisi ile baglanti kurduktan sonra, iletmek istediginiz "ozur" veya "iletisim kurma" talebinizi dusunceleriniz yolu ile karsi tarafa iletin ve bu talebi iletirken, sizin kalp cakranizdan diger kisinin enerji bedenini saracak sekilde acik pembe renk enerji gonderin. (4 numarali cakra)



Facebook sayfamdaki yazimda enerjinin renkleri oldugundan bahsetmistim, iste bu gordugunuz ve hissettiginiz ama muhtemelen ilk baslarda seffaf/duman rengi olarak goreceginiz titresimlere imgesel olarak renk kazandirarak bu calismayi gerceklestireceksiniz:)



Unutmayin siz bilincli olarak farketmeseniz dahi ozellikle yakinlarinizla olan enerji baginiz cok kuvvetlidir, dolayisiyla bazi seylerin yuksek sesle soylenmesi veya soylenmemesi kimi zaman onemli degildir, en samimi ve durust iletisim daima ruhsal seviyede kurulmaktadir. Bu calismanin temeli de herkesin enerji aglari ile birbirine bagli olmasi prensibine dayanmaktadir.

Burada dikkat edilmesi gereken husus, herhangi bir zorlama, israr, yalvarma gibi olumsuz ve ozgur iradeyi etkileyecek dusunceler icinde bulunmamaniz, unutmayin siz sadece talebinizi ruhsal seviyede ileterek sadece enerjisel olarak karsi tarafa bir adim atiyor olacaksiniz, karsi taraf bunu degerlendirir veya degerlendirmez, bu o kisinin secimine kalmistir.

Denemeniz icin...

Sevgilerimle

5 Eylül 2014 Cuma

Yapma Vallahi Cocugundan Cikar-Tanistirayim; Aile Karmasi -3-


Aile karmasi sebebiyle veya cesitli yasamlarinizdan bu yasaminiza (reenkarnasyon) getirerek enerji bedenlerinizde tasidiginiz ve artik "kodlasmis" olan kaliplari kirmanin en etkili yolu eski kodlar yerine yeni kodlar yerlestirmektir.

Evrenin isleyisi bilgisayar programindan farksizdir, siz hangi kodu girerseniz, evren o kodun geregini yerine getirir. 

Aile karmasi veya reenkarnasyona inanmasaniz dahi, yerlesmis olumsuz inanclarinizi kirmaniz icin olumlama calismasi cok kuvvetli bir niyet calismasi niteligindedir. 



Orneklere gecmeden once, alti cizilmesi gereken onemli iki noktaya dikkatinizi cekmek isterim:

1. Olumlama calismalarindan en yuksek verimi almak icin, olumlamalar her kisi icin ozel olarak ve o kisinin ozel durumuna uygun olarak tasarlanmalidir.

2. Spesifik bir olaydan ziyade, o olayi yaratan kaynak/ana duygu uzerinde calismanizi tavsiye ederim; ornegin para ve bereket yollarinizda sıkıntı oldugunuzu farkettiniz, bu sıkıntıya sebep olan ana duygunuz hangisidir? Kaybetme korkusu, yokluk bilinci, gecmiste yasanan bir olay, paranin kötü oldugu dusuncesi, elinize para gectigindeki sucluluk duygusu, kendinizi paraya layik gormemeniz, degersizlik duygusu gibi...  


Boyle bir durumda ayni konuya iliskin 2 olumlama cumlesi olusturulup, tekrarlanmalidir, ilk olumlama ana duyguya, ikinci olumlama ise yuzeyde gorulen olaya yonelik olmalidir. Bu sekilde, gribinizi kas gevsetici ile bir sure dindirmek yerine antibiyotik alarak kokten iyilestirmis olursunuz.

1. Ana duygu-> paraya layik olmama duygusu -> olumlama: ben degerliyim, evrenin maddi ve manevi zenginliklerini sevgiyle kabul ediyorum

2. Spesifik olay->paranin gelmemesi durumu -> olumlama: Para, bolluk ve bereket bana daima gelir, para, bolluk ve bereket icinde yasiyorum


Kac Tekrar, Kac Dakika, Kac Gun?

Tercihen 21 gun ana duygu, takip eden diger 21 gun spesifik olay uzerine olumlama tekrarlanmalidir. Ilk 21 gun 3-4 dakika boyunca sakin zihninizle olumlamalarinizi tekrarlayin, 21 gunden sonra ise, 21.gunden devam etmek uzere 44. gune kadar ara ara akliniza geldikce olumlamalarinizi tekrarlayin. Gecmis ve gelecek zaman kipi, istiyorum ve diliyorum gibi ifadeler kullanmayin. Isteginize simdi ve zaten sahipmişcesine simdiki zaman kipini kullanin.

Asagidaki olumlama ornekleri ana duygulara yonelik olup, spesifik olaya iliskin olumlamarla birlikte tekrarlamanizi tavsiye ediyorum:




Olumlama Ornekleri

("ben" yerine kendinize "sen" diye hitap etmek daha dogal geliyorsa, bu sekilde kullanin, cumleler sadece ilham verme amaclidir, dilediginiz gibi gelistirip degistirebilirsiniz)

Para ve bereket:
Para, bolluk ve bereket bana daima gelir, para, bolluk ve bereket icinde yasiyorum.
Param artarak katlaniyor, harcadikca kazaniyorum.
Parayi seviyorum, para ve zenginlige layigim.


Sevgisizlik:
Kendimi seviyorum, ve seviliyorum.
Sevdikce, seviliyorum.
Kalbimi sevmeye ve sevilmeye aciyorum.
Sevmeyi ve sevilmeyi kabul ediyorum.
Ben saf ask ve sevgiye layigim, sevgi ve ask bana dogru akiyor.




Kaybetme/gelecek korkusu:

Ben guvendeyim, tam ve butunum, evren bana istedigimi daima verir.
Evren tum kaynaklariyla daima bana destek oluyor, bunun icin sukrediyorum. Herseyim tam ve mukemmel.

Cinsellige yonelik sucluluk duygusu: 
Bedenimi seviyorum, bedenimi sevmeye ve sevilmeye aciyorum.
Daha once vermis oldugum tum bekaret yeminlerini serbest birakiyorum.
Haz almayi ve vermeyi seviyor ve kabul ediyorum, bedenimi ve esimin bedenini tum parcalariyla seviyorum.

Affetmek:
(olay veya kisi ismini girin) ve kendimi affediyorum, (olay veya kisi ismini girin) dolayi yasamis oldugum tum olumsuz duygulardan ariniyorum, (olay ve kisi ismini girin) ogrettigi ders icin tesekkur ediyorum, ve serbest birakiyorum.


Hastalik: 
Tum bedenim distan ice her hucresine kadar saglikli ve butun.
Ben sağlıklı yaşamayı seçiyorum ve bedenime değer veriyorum.
(Hastaligin adini girin) durumunun bana ogrettigi tum dersler icin tesekkur ediyorum ve bedenimi (hastaligin adini girin) durumundan serbest birakiyor ve saglikli yasamayi seciyorum.

Degersizlik:
Ben her halimle, oldugum ozelim, guzelim ve degerliyim.
Ben degerliyim, degerli oldugumu kabul ediyorum.

Bu konuya oneminden dolayi zaman zaman donuyor olacagim, takipte kalin.

Sevgilerimle



1 Eylül 2014 Pazartesi

Yapma Vallahi Cocugundan Cikar-Tanistirayim; Aile Karmasi -2-


Yazimin ikinci bolumunde, aile karmasina yonelik kendi kendinize yapabileceginiz uygulamali bir calismayi paylasmak istiyorum; ailenin en kucuk ferdi olarak ben aile karmami kendi reiki hocam esliginde yaklasik 12 seanslik bir aile dizimi calismasi sonucunda buyuk oranda dengeledigime inaniyorum. 

Asagida detaylarini paylasacagim calisma aile dizimi calismasinin temelini olusturan unsurlardan derledigim bana ait bir sifa calismasi olup, aslen aile dizimi bu sekilde yapilmamaktadir, hepiniz icin faydali olmasini dilerim:




Aile agacini hazirladiktan sonra, sifalanmasi gereken konu tespit edilmelidir; bunun icin asagidaki yontemi kullanabilirsiniz:

1. Aile agaciniz hazirsa, aile agacinda yer alan her bireyi basta su konu basliklari acisindan degerlendirin, bu konu basligi altinda her hangi bir olay bu kisiler acisindan vuku bulmus mudur?

Savaş, göç, iflas, soykırım, tecavüz, cinsel/fiziksel tacizler, trajik ölümler, kazalar, siddet gorme ve siddet gosterme, travmatik kayiplara sahit olmak (genc yasta ölüm gibi), cinayetler, bağımlılıklar (alkol ve uyusturucu), intiharlar, evlatlık verilenler/evlatlık olarak alınmış olanlar, akıl hastalıkları, ağır fiziksel hastalıklar, bedensel engeller, kisirlik, cocuk dusurme, evlenememe

2. Bunlardan meydana gelenleri bir kenara not edin, ailenin birden fazla bireyinde meydana gelmis olan ayni olaylar, tekrarlayan olaylar sayilir, bunlari yuvarlak icine alin.

3. Kendi hayatinizi inceleyin, yukarida sayilan olaylardan herhangi biri sizin hayatinizda gerceklesti/gerceklesmesini olasi buluyor musunuz? 

  • Cevabiniz evetse, ailenizde gerceklesip gerceklesmedigine bakilmaksizin, evet dediginiz konu basligi sifalanmasi gereken duruma isaret eder.
  • Cevabiniz hayir ise yukarida yuvarlak icine almis oldugunuz tekrarlayan olaylarin enerjisi sizin hayatinizda tezahur etmemis olsa dahi izlerini enerji alaninizda tasiyor olmaniz yuksek ihtimal olup, sifalandirilmasi gerekmektedir.
  • Yukaridaki listede yer alan olaylardan, hem sizin hayatinizda gerceklesen, hem de ailenizde gerceklesen tekrarlayan olaylar mevcut ise, her biri ayri bir sifa konusunu olusturur.

4. 2 ve 3.maddelerin yerine, kendi hayatinizdan da yola cikarak sorunun kaynagina ulasabilirsiniz; Kendi hayatinizi inceleyin, mazur kaldiginizi dusundugunuz tekrarlayan olaylar silsilesi mevcut mudur?

Cevabiniz evetse, ornegin surekli sonu terkedilme ile biten iliskiler yasiyorsaniz, aile agacinizdaki bireylerin iliskilerinin yapisini inceleyin, sizin iliski duzeninize benzer yapida iliskiler yasayan bireyler var ise, sorun aile karmasi olarak tezahur etmistir.

Burada onemli olan husus, hayatinizda yasadiginiz tekrarlayan olaylarin aile karmasi degil, sizin tekrarlayan hatalariniz ve degismeyen davranis bicimlerinizdan kaynaklanip kaynaklanmadigini tespit etmektir.  Bu nedenle bu analizi yaparken kendinize karsi durustlugu elden birakmayin.



Aile agacinda yasanan olaylar sizin hayatinizda da mutlaka birebir tezahur edecek diye bir sey yoktur hatta cogunlukla, bu olaylar birebir tezahur  de etmez, sebep-sonuc iliskisi cercevesinde hayatinizda ortaya cikarlar.

Ornegin, ailenin iliski haritasinda bosanma veya terkedilme olayi sık sık yasanmis ise en kucuk bireyin iliskilerinde ve baglanma konusunda sıkıntı yasamasi muhtemeldir. Bu kisiler cogunlukla "terkeden" ve kendilerine "baglanmayan" bireylerin kendilerini buldugunu iddia etseler de, aslen bu kisiler ruhsal seviyede aile agacinda yasanan olumsuz olaylardan dolayi karsi cinsi bilinc seviyesinde farkinda olmadan kendilerinden uzaklastirmaktadirlar.

Baska bir ornek ise, aile agacinda yasanan bir cinayet olayi nedeniyle, ailenin kucuk bireyinde yine bilinc seviyesinde nedenini bilmeksizin "buyuk yogunlukta siddet gosterme, katletme duygulari" gibi duygularin ortaya cikmasi olarak gosterilebilir.

Hayatinizla ilgili olarak bu tip baglantilari kurmaya calisin, hayatinizda yasanan bir takim olaylarin ailenizde yasanan hangi olaylar nedeniyle olmus olabilecegini dusunun, ve sorunun kaynagina ulasimaya calisin.

Sifa basliklarini ve sorunun kaynagini tespit ettikten sonra, bu basliklar nedeniyle olusan enerji blokajlarin cozumlenmesi icin olumlama teknigi kullanilabilir.


Olumlama cumlecikleri kisiye ve kisinin durumuna ozel olarak tasarlanmalidir, bir sonraki bölümde, olumlamanin temel kurallari ve yukarida yer alan durumlar icin size ilham verebilecek olumlama orneklerini paylasiyor olacagim. 

Sevgilerimle,

Geleceği Bilmenin Sırrı

Geleceği bilmek istiyorsan, Kendini bil.  Geleceği mi bilmek istiyorsun, Dışarı çıkma, *Kendine gel!*,  Geleceği ...