Suruç'ta yaşanan insanlık dramını görmezden gelmek mümkün değil. Hepimizin başı sağolsun... Bu konuda bir iki kelam etmemeyi içime sindiremedim. Katliam demiyorum, insanlık dramı diyorum, çünkü bu yaşanan tüm insanlık adına bir dram, bu olayda yer alan görevli ruhlar adına büyük bir tekamül adımıdır.
İnsanlık adına dram diyorum, zira hala Allah veya herhangi bir sebep için can almanın aradığı arınma ve ruhsal tatmine ulaşacağı yönünde beyni yıkanabilen ruhlar olduğunu görebiliyoruz. Her ne kadar zor olsa da, bu lanetlenecek bir durumdan ziyade üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur.
Biz nerede hata yapıyoruz?
Görülen o ki tarih boyunca ne savaşlar, ne terör, ne din, ne para adına yapılan katliamların hiç biri uzun vadeli olarak insanoğlunun sürekli aradığı "kutsal kaseye" ulaşmasına yetmemiştir, yetememiştir, insanoğlu hep daha fazlasını aramakta, bulmak için de halen aynı yöntemlere başvurmaya devam etmektedir. Şüphesiz ki 1+1, nasıl ki her defa 2 ediyorsa, yöntemler, hesaplar değişmediği sürece 2'den bir adım öteye gitmek de mümkün olmayacaktır.
Yüzyıllardır savaşlara, teröre, katliamlara "karşı" durmak, "lanetlemek" de, bu durumların sona ermesi için yeterli olmamıştır.
Ne düşünür ne hissedersek, o duyguyu deneyimleyecek, ne ekersek onu biçeceğiz. Evrenin kanunu budur.
Bu gibi vahim durumların arkasından, anlayışla karşılamakla birlikte çok büyük derecede nefret duygusu açığa çıkmaktadır. Malesef, teröre karşı durmak,savaşı lanetlemek, sadece daha fazla nefret ve lanetleme duygusunu deneyimlememize yol açmakta, insanı insana düşman etmekte, iyi insanlar kötü insanlar gibi ayrımlara, kutuplaşmalara ve toplumsal kargaşalara ve netice olarak zaman içerisinde insanların gruplaşmasına, tarikatleşmesine ve kendilerinden olmayanı yok etme güdüsüne sahip olmasına yol açmaktadır.
Dolayısıyla her bir birey, bu olayların oluşmasında ve engellenmesinde kişisel bir paya ve sorumluluğa sahiptir.
Her ne kadar zor olsa da, savaşı lanetlemek yerine, barışı destekleyecek düşünceler üretmek, insanları birbirinden iyi - kötü, hristiyan - müslüman, kısa - uzun, ateist - dindar vb. ayrımlarla gruplandırmak yerine birlik olmak için dua ve niyet etmek kısacası BİR olmak, her bir bireyin aynı bütünün parçası olduğunu hatırlamak, başkasına ettiğinin yansıma / ayna prensibi uyarınca kendinize etmek olduğunu hatırlamak bu zor günlerde elzemdir.
Bu günleri atlatmak adına, güzel günler görmek adına, içinizdeki yangını dindirmeye çalışın....barış ve birlik için niyet edin, meditasyon yapın, imgeleme yapın... Tüm canlılarla bir olduğunuzu hissedin, karşıtlıkların eridiği herkesin bir diğerini anladığı, bireysel tatmine ulaştığı, farklılıkların kabul gördüğü bir toplumu imgeleyin..
Güzel günlere..
Sevgilerimle
Katılıyorum kesinlikle
YanıtlaSil