28 Eylül 2015 tarihinde Dünya genelinde ayın kırmızı olarak gözlemlenebileceği, "kanlı ay tutulması" olarak da adlandırılan tam ay tutulması gerçekleşecektir. 2014-2015 yılları içerisinde şu ana kadar 3 kanlı ay tutulması yaşanmış olup, dördüncüsü, yani sonuncusu da 28 Eylül 2015'de gerçekleşecektir. Bu özel gök olayı "blood moons tetrad" olarak adlandırılmaktadır. Tarihimizde bilinebilen şu ana kadar 8 adet tetrad gerçekleşmiş olup, bir sonraki tetrad 2032-2033 seneleri arasında gerçekleşecektir.
Sadece Ay'ın varlığının bile sular üzerindeki olağan gel-git etkisi düşünülecek olursa, kanlı ay tutulması gibi çok nadir gerçekleşen özel gök olaylarının Dünya üzerinde herhangi bir etkisi olmayacağını söylemek açıkçası cahillik olacaktır.
Başta tutulmalar olmak üzere, bir çok gök olayının hem jeolojik olarak yerküre üzerinde (fırtına, sel, volkan patlamaları, deprem gibi doğa olayları dahil), hem toplumlar üzerinde (yönetimler, ideolojik yapıların değişmesi) hem de hem ruhsal olarak kişiler üzerinde bir çok etkisi olmaktadır.
Önümüzdeki kanlı ay tutulmasının etkilerinin ise geleneksel yapılar, sosyal düzen, teknoloji, politika ve ekonomi alanlarında ortaya çıkması ve bu alanlarda devrimsel nitelikte ani değişikliklere sebep olması beklenmektedir. Kanlı ay tutulmasının kişiler üzerindeki etkilerinin ise, ağırlıklı olarak iş ve aşk ilişkilerinde yeni düzenlerin kurulması, var olan ve kişiye hizmet etmeyen düzenlerin yıkılması, geçmişle hesaplaşma ve yüzleşme (geçmişten gelen sevgililer, küslük yaşanmış arkadaşlar, aile bireyleri vs.) şeklinde ortaya çıkması beklenmektedir. Tutulmaların genel etkileri her daim bu şekilde olmakla beraber, 28 Eylül'de gerçekleşecek kanlı ay tutulmasının "süper tutulma" ve "tetrad" olarak gerçekleşmesi bu etkileri kat kat arttıracaktır.
Astrolojik hareketlerin, Dünya ve kişiler üzerindeki etkileri oldukça gerçektir, ve astrolojinin gerçekliği fikrimce tartışmaya dahi açık değildir.
Ancak, burada önemle üzerinde durulması gereken konu, hiç bir ruhun hiç bir astrolojik hareketin esiri olmadığı ve hiç bir gök hareketinin sonuçlarının karşısında çaresiz ve bu olayların etkisinin kurbanı olmadığıdır. Bu hem kişisel yıldız haritalarınızda gerçekleşeceği öngörülebilen olumsuz olaylar için hem de Dünya için yüzyıllardır en ünlü medyumların kehanetlerinde öngörülen yıkım, kıyamet ve savaş olayları için geçerlidir, daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi hiç bir şey değiştirilemez, dönüştürülemez değildir. Aksi düşünülseydi, hepimizin 2012 senesinde yok olması gerekirdi =)
Hem astroloji, hem diğer kehanet yöntemleri bir takım olayların olacağından değil, sadece olma olasılığından bahsetmektedir. Bu doğrultuda yapılması gereken, korku içerisinde ülkenin ve şahsen kendinizin başına ne geleceğinden endişe ederek beklemek değil, bu olasılıkları bilmenin avantajı ile 28 Eylül'ü takip eden 6 ay boyunca şahsınızı ilgilendiren alanlarda özellikle iş ve aşk alanında ani kararlar almaktan ve tartışmalara girmekten biraz daha fazla kaçınmak ve bu astrolojik hareketin getirdiği değişim dalgasından kendinize pay çıkarmak olacaktır.
Unutulmamalıdır ki; değişim; dönüşümün gereğidir, değişimin olması için öncelikle size hizmet etmeyen kişi ve unsurlardan arınmanız, ve size hizmet edecek kişi ve olaylara yer açmanız gerekir.
İlaveten, bu gibi evrensel olayların ardından Dünyanın da kendisine hizmet etmeyen enerjilerden arınarak daha yüksek bir titreşime kavuştuğunu ve Dünyanın titreşimi arttıkça bizim de düşünce ve yaratım gücümüzün çok çok daha hızlı çalışacağını, başka bir ifade ile düşüncelerimizin çok daha hızlı maddesel forma kavuşacağını hatırlatmak isterim.
Bu nedenle bu dönemde, sabah uyanır uyanmaz ve yatmadan hemen önce, şu olumlamayı tekrarlamak oldukça faydalı olacaktır:
"Evrenin akışına güveniyorum ve akışın hayrıma işlemesine izin veriyorum, dileklerim artık hızla gerçekleşiyor"
Sevgilerimle
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder