Çekim yasası, enerji çalışmaları, enerji /alternatif tıp ile şifa bulmak, akupunktur, yoga, tai-chi, nefes çalışmaları.... Tüm bunlar, arkadaş toplantılarının "espiri konusu", bir kahkaha vesilesi, yeni çağ vesvesesi, hatta ünlü komedyenlerimizden birinin stand up show'una bile espiri malzemesi olmuştur.. ("sevgi içimizde" dersem bazılarınız hatırlar belki=)
Özellikle de erkekler arasında "saçmalık" olarak nitelendirilen bu konular, daha ziyade iç sesleri ve duyguları ile daha sıkı bir iletişim içerisinde olan kadınlar tarafından ilgi çekici bulunmakta..Ancak, malesef halen, çoğunluk tarafından "paranın ve zamanın sokağa atılması" ve daha da tehlikelisi "delilik" olarak değerlendirilmekte..
Sadece enerji çalışmaları mı, tabii ki hayır, psikolog ve psikiyatristlere düzenli olarak giden kişilere "hasta" ve "deli" sıfatları yakıştırılmakta ve bu nedenle aslında ruhuna ihtiyacı olan desteği ve bakımı sağlamak isteyen kişiler dahi ya bu kişilere gitmemekte, gidenler ise bunu en yakınlarından bile saklamaktadır. Benim kendi terapistim dahi, "bana geldiğini sakın kimseye söyleme, senin iyiliğin için söylüyorum" şeklinde bu yargılardan zarar görmemem adına tavsiyede bulunmuştur.
Peki, sadece bizler arasında mı bu yargılama? Hayır, hangi kişisel gelişim kitabını okursanız, özellikle, bu alanda ün yapmış kişilerin kitaplarına bakarsanız, bu kişiler dahi alt yapılarında binbir çeşit enerji sistemi ile çalışmış olmalarına rağmen, belli bir noktaya geldikten sonra, kurumsal şirketlerde motivasyon eğitimleri verirken, çoğunluk tarafından kabul görmek adına "enerji saçmalığı" şeklinde kendi yaptıkları işi, eğitimlerini yadsımakta ve yaptıkları işi geleneksel tıp ve halühazırda bilim dalı olarak kabul edilen geleneksel psikoloji öğretilerine ve şemalarına yaklaştırmaktadırlar. Bu da yetmez, psikiyatristler, psikologları azımsamakta, psikologlar, psikiyatristleri eleştirmekte, ve her ikisi de, alternatif tıp ve enerji sistemleri ile çalışan koçları, ve reiki hocalarını "eğitimsiz, tehlike saçan cahiller" olarak nitelendirmektedirler.
Sonuç, ruhunuzla ilgilenmek için kime danışmaya giderseniz gidin, sizinle dalga geçecek, yaptıklarınızı "kınayacak", size deli diyecek, paranızı nereye harcadığınız konusunda ahkam kesecek, doktorlar, eş, dost, bilim insanı, aile ferdi, ve birileri mutlaka olacaktır. Netice; biraz cesaretliyseniz, kimseye söylemeden, saman altından bu çalışmaları yaparsınız, ya da ikna olup, bu konuları bir kenara bırakırsınız.. Genel durum böyledir..
Oysa ki, insanın elle tutabildiği şeylere gösterdiği özen, elle tutabildiği şeylere harcadığı zaman ve para bu tarz eleştirilere çoğu zaman maruz kalmaz... Kılık, kıyafet alışverişi, organik besin alışverişi, kuaför masrafı, evin giderleri, çocuğun masrafları..bunlar hep elle tutulabilen bir ihtiyacı (açlık, dış görünüş, eğitim, kariyer, beden sağlığı gibi) karşılamaya yönelik yapılan ve "gerekli" görülen masraflardır.. İnsanın eliyle tutamadığı, göremediği, zihin ve ruh sağlığına verilen vakit ve para ise bu eleştirilere maruz kalır. Kısacası, toplum, İNSAN BEDENİNDEN VE BEDENİNİN İHTİYAÇLARINDAN İBARETTİR" kodunu bas bas bağırmaktadır.
Çok güzel, demek ki hepimizin arabası var ama malesef ruhu yok ve çözümü de bulmuşuz..
O zaman neden herkes mutsuz? O zaman neden herkes "arayış" içerisinde?
Çünkü; insanlar "iyi hissetmek istiyor", "mutlu olmak istiyor", "özgür olmak istiyor"...ancak bunları maddesel olan, elle tutulabilir olanda, dış dünyada arıyorlar.. ve doğal olarak da bulamıyorlar...iç dünyaya bakış ise ayıp, komik ya da delilik. Yoksa aradığımız "içimizde mi?" Hala gülüyor muyuz?
E peki, psikolog mu, psikiyatr mı, nefesçi mi, ben kime gideceğim, ne yapacağım, onlarca insan, onlarca yöntem??? Bunun ehli kimdir?
Arkadaşlar, ne bir psikolog, psikiyatristten daha "ehildir" ne de bir psikiyatrist, hepsinden daha "doktordur", profesördür; ne de enerjiciler deli, yogacılar sirk "maskarasıdır". (Her meslekte, mesleğini suistimal eden kişiler olabilir bunları bir kenara koyalım)
Bu kişilerin her biri, aynı amaca yönlenen ancak farklı metotlar kullanan "şifacılardır". Şifacılığın amacı, kişinin KENDİ KENDİNE ŞİFAYI BULMASINA ARACI OLMAK, KİŞİSEL GÜCÜNÜ O KİŞİYE İADE ETMEK, KİŞİYİ KENDİSİNE İADE ETMEKTİR.
Size bu mesleklere mensup birileri başka bir şey söylüyorsa, hele hele farklı metotlar kullanan şifacıları acımasızca eleştiriyor ise, mesleğinin amacını anlamamıştır, henüz 40 fırın ekmek daha yemesi gereklidir. Hele hele, bu kişilerden herhangi biri sizi kendine bağımlı kılıyor ise, üstünlük taslıyor ve sizi kendine bağımlı kılacak şekilde metodolojiler kullanıyor ise, işte kaçınmanız gereken kişiler bu kişilerdir. İsterse 60 senelik profesör olsun, bu iş böyledir.
Tersi, bu kişilerden herhangi biri sizi kendinize iade etmiş ise, kaba tabirle "size iyi geldiyse", artık kendi kanatlarınızla uçabileceğiniz bir noktaya gelmenize aracı olmuş ise, kişinin sıfatı ve mesleği hiç önemli değildir, isterse bu kişi "arkadaş" olsun, isterse "reiki master" olsun, isterse dünyanın en ünlü profesörü olsun, hepsi geçerlidir, ve doğrudur.
Kendinize ve ruhsal mutluluğunuza yaptığınız yatırım en önemli yatırımdır, nihayetinde, mutsuzsanız, bir şeyler size hala eksik geliyor ise, bir uçak koleksiyonunuz, bir malikaneniz, üst düzey yöneticiliğiniz, CEO'luğunuz olsun neye yarar? Yarasaydı bunca ünlü ve zengin insan, intihara meyletmez, bu dünyadan göçüp gitmezdi..
Dış dünyanız kadar iç dünyanızla da ilgilenmekle siz siz olun gurur duyun, yayın, yayılmasını sağlayın.. ancak o zaman bu dünya değişecektir..
Sevgilerimle