11 Kasım 2015 Çarşamba

Hayatın Bilinmezliğine İlişkin Ne Yapmalı?


Hayattaki korkularımızın belki de en büyüğü.. bilinmezliktir..

Daha küçücükken, okul hayatımıza başlarız..derken başlar,  öğretmen beni beğenecek mi, arkadaşlarım beni sevecek mi, sınavı geçebilcek miyim kaygıları...

Devam eder hayat; kimimiz için kariyer seçimi, ve o kariyerde başarılı olacak mıyım, yeterli parayı kazanabilecek miyim, terfi alacak mıyım,  erkekler üzerinde para kazanma baskısı daha yoğunken, kızlar üzerinde, doğru düzgün bir eş bulabilecek miyim, eşim beni sevecek sayacak mı, bana sadık olacak mı kaygı ve soruları ile devam eder...

Devam eder hayat;  sağlığımıza düşkünleşiriz bir dönem... buzdolabını, direk topraktan çıkma besinlerle doldururuz, doğrudan sağlıklı olma kaygısı ile sağlığımızı kaybetmemek adına bir önlem olarak yaparız bunu..

Devam eder hayat; kendimiz ile bitmez, çocuklarımızın hayatı için de kaygılarımız ve bu kaygıları önlemek, ve bilinmezi bilinir kılmak adına bir dolu önlem alırız...

En basitinden çocuklarımız aç kalmasın diye sürekli yemeye teşvik eder, üşümesinler diye sürekli "sıkı giyin" telkinlerinde bulunuruz...sırf çocuklarımız üşümesin de hasta olmasın diye..

Bu kaygılarımıza ve kimi zaman aldığımız tüm "önlemlere" rağmen, pek de istediğimiz gibi gitmez hayat..

Bu yazdıklarımda ilk bakışta belki de acaip hiç bir şey yok...ama bir daha okuyun... hayatı yaşarkenki ana temanın "kaygı" ve "bilinmezlik" durumlarını önlemek adına alınan bir dolu "önlem" ve genel duruşun ise hayatın bilinmezliklerine karşı "savunma" olduğunu göreceksiniz.

Kaygı, önlem alma, ve savunma duyguları "bilinmezlik" duygusu karşısında yaşadığımız duygulardır.

Peki size şunu söylesem;  "kaygı", "önlem", "savunma" duyguları ile attığınız her adım kişisel gücünüzü yok saymanız ve dolayısıyla da hayatın "sürprizlerle" dolu beklenmedik olayları önünüze seren bir bilinmezlik yolculuğu olduğuna İNANMANIZ ve TASDİKLEMENİZ anlamına gelmektedir.

Peki hep ne diyoruz, çekim yasası İNANÇ ile çalışan bir sistemdir, siz neye inandıysanız, onu yaşadınız, siz neye inanırsanız onu yaşayacaksınız.

Buradaki çatışmayı görüyor musunuz, çekim yasası, hayatta bilinmezlik olamaz, çünkü hayatınızı an be an siz yaratırsınız der, bu durumda, hayatın bilinmez ve sürprizlerle dolu olduğu sadece sizin İNANCINIZ ve hayatınız ile ilgili SORUMLULUĞU almamanız anlamına gelmektedir.

Eğer hala, çekim yasasına tam olarak inandığınızı söylüyorsanız, bakın bakalım, hayatınızı nasıl yaşıyorsunuz, hayata karşı nasıl bir duruş sergiliyorsunuz...?

Örneğin, "ay sonunu getirebilecek miyim, bakalım", "terfi alabilecek miyim bakalım, bilemiyorum", "dışarısı çok soğuk, ince çıkmışım, hasta olabilirim" gibi içinde soru barındıran düşüncelerde buluyorsanız kendinizi, henüz hayatınızı kendinizin yarattığı konusunda ŞÜPHELERİNİZ var demektir.

Oysa ki evren sizin tarafınızdan kontrol edilmediği sürece otomatik olarak zaten sizin HAYRINIZA doğru akar, herhangi bir bilinmezlik, olumsuz bir olay ve benzerinin vuku bulması evrenin doğasında yoktur... yukarıda yazdığım herşey evrenin sürecine müdahele etmek, kontrol etme çabasından ileri gelir ki, bu akışı engellemeniz anlamına gelir...hoşlanmadığınız ne oluyorsa da işte bundan dolayı olmaktadır.

TESLİMİYET , GÜVEN ve İNANÇ... sır budur.

Sevgilerimle

 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Geleceği Bilmenin Sırrı

Geleceği bilmek istiyorsan, Kendini bil.  Geleceği mi bilmek istiyorsun, Dışarı çıkma, *Kendine gel!*,  Geleceği ...