5 Aralık 2015 Cumartesi
Hayattaki Değeriniz Kendinize Biçtiğiniz Değer Kadardır
Hayattaki değeriniz, kendinize biçtiğiniz değer kadardır... Siz kendinize ne değer biçerseniz, evren (ve barındırdıkları da) size o kadar değer verir.
Ben değerliyim..ben değerliyim....ben değerliyim.... olumlamasını tekrarlamak kadar zahmetsiz olsaydı keşke..
Ama bir tık ötesine gitmek gerek...
Kendinize biçtiğiniz mevcut değeri anlamak istiyorsanız, hayatınıza bir bakmanız yeterli....
Hayattaki değeriniz, sadece hangi şirkette çalıştığınız, hangi pozisyonda yer aldığınız, ne kadar maaş aldığınızla veya sadece mesleğiniz ve gelirinizle ilgili değildir. Şaşırtıcı değil mi? Bugün oysa ki bir CEO unvanının kendisini çok değerli kılacağını düşünerek gecesini gündüzüne katan, özel hayatını, sağlığını geri plana atan binlerce genç var..
Evet bu kendinize biçtiğiniz değerinizin bir parçasını oluşturur ama iş bunla bitmiyor...
Peki bir şeyi değerli kılan nedir?
Şöyle örnek verelim;
Semt pazarında 1000 TL'ye satılan bir bluzun değerli olduğunu söyleyemeyiz, o bluz sadece "pahalıdır". Bu sizin kariyerinizi/gelirinizi/iş hayatınızı temsil etsin...
Peki kumaşı? Hm.. bulunmaz hint kumaşı ise...nadir bulunması sebebiyle "değerli" diyebilir miyiz?
Bluzun kumaşı da, sizin kumaşınızı yani "benliğinizi" temsil etsin...
Herkes aslında bulunmaz bir hint kumaşıdır, farklıdır, özeldir ve aslında bu nedenle doğuştan "değerlidir"....yeter ki, bu kişiler öz benliklerinin bu nadideliğini ve gerçek potansiyelini farkedebilsin, ve bunu uygulayabilecek cesarete kavuşabilirsin.. Ancak malesef etraf kendini sentetik sanan bir dolu bulunmaz hint kumaşı ile dolu =)
Aksini söyleyenlere, sizin kumaşınızın sentetik olduğunu söyleyenlere inanmayın...bu birini güçsüz ve birilerine veya bir yerlere bağımlı kılmak için söylenen bir numaralı yalandır. Patronunuz söyler, "burda herkesin yeri doldurulur! (altyazı, kendini bir şey sanma, senin gibileri buradan ankaraya sırada bekliyor ayağını denk al her an gidebilirsin).. Sevgiliniz, eşiniz şöyle der; sen de herkes gibisin, benim gibi seni seveni/sana bakanı zor bulursun, bensiz sürünürsün (altyazı: daha iyisini bulamayacağını düşünerek/geçinemeyeceğini düşünerek korkmanı ve bana bağımlı kalmanı istiyorum)
Gelelim tekrar bluzumza, bulunmaz hint kumaşından yapılmış son derece pahalı bir bluz...değerli gibi duruyor... Diyelim ki bu bluz giydiğiniz ikinci seferde elinizde kaldı? E siz bu bluzu "değerli" diye almıştınız, "çöp" oldu?? Bu da sizin, ruh ve beden sağlığınızı temsil etsin.
Peki markası? Arkadaşlar, marka bir şeyin ne değerli, ne de kaliteli olduğunu garanti etmez, bu sadece bir ilüzyondur, fiyatı son derece yüksek olan herhangi bir ürünün değerli olduğunu "zannederek" alan bir çok kişi vardır, oysa ki bu tamamen bir pazarlama hilesidir, çok para verdiğinizde, o ürünü alan sayılı insanlardan olduğunuzu "hissederek", "değerli" bir şey almış gibi hissedersiniz, ve daha da önemlisi KENDİNİZİ DEĞERLİ HİSSEDERSİNİZ, oysa ki ürünün kumaşı, ürün ömrü vb. herhangi bir üründen farklı olmayabilir, bunu da zamanla giydikçe anlarsınız, ama çoğunlukla kimse bu gerçeği kendi değerinden de bir şeyler götüreceğini düşünerek yüksek sesle dile getirmez=).
Marka da, günümüz insanını temsil etsin... Günümüz insanının hedefi "marka" olmaktır, başka bir ifade ile "değerli" olduğuna dair bir ilüzyon yaratmak ve bu ilüzyona kendisi de inanarak altı doldurulmamış bir "değer" algısı yaratmaktır.
Peki sonuç?
Yukarıda saydığımız özelliklerin her birini içinde barındırmayan bir bluz (yani hayat) yeterli değeri haiz bir bluz (yani hayat) değildir. Ne demiştik, herkes özünde nadide bir hint kumaşıdır, ancak, bunu farkedenler, farketseler bile bunu hayata geçirenlerin sayısı çok çok azdır, bunun yerine "marka" olarak yüzeyde bu görüntüyü yaratmak çok daha zahmetsizdir. Bu da genelde, kariyer, para, iş, gelir, konum ve maddi zenginlikle yaratılabilen bir görüntüdür; yani hayatınızın tek alanına odaklanmanız bu görüntüyü yaratmak için yeterlidir.
Oysa ki, keyifle harcanamayan para, istediğinizi yapacak zaman ve özgürlüğü bulamadığınız yaşam koşulları, hepsi olsa bile, tatminsiz mutsuz bir ruh ve/veya sağlığını/enerjisini yitirmiş bir beden...
İşte kendinize biçtiğiniz değeri anlamak için, bu unsurların tamamına bir arada bakmak gereklidir.. Bu unsurlardan herhangi birindeki bir boşluk, sizin kendinize yeterli değeri biçmediğinizi gösterir.. Kendinize yeterli değeri biçmediğiniz her an, hayat da bunun karşılığını size fazla fazla verir...
Başka bir ifade ile, siz sağlığınızı bir şeyler için göz göre göre feda ediyorsanız, evren size sağlık ve sıhhat vermez, size ancak, sizin kendinize layık gördüğünüz kadar enerji ve sağlığı verir;
Siz, özel ilişkilerinizi, kariyeriniz için feda ediyorsanız, evren size daha fazla sevgi vermez, bu kişinin sevgiye biçtiği değer verdiği önem budur der, ve kısıtlı bir oranda sevgi akışı sağlar;
Ya da tersi, özel ilişkiniz uğruna kendi gelir kapınızı mı kısıyorsunuz? Evrene ben parayı önemsemiyorum mesajını verdiniz, zenginlik beklemeyin...
Veya, işiniz, aileniz, özel ilişkileriniz, çocuklarınız nedeniyle kendi isteklerinizi yapacak vakit mi bulamıyorsunuz? Evrene ben hep ikinci plandayım mesajını verdiniz, çevrenizin sizi suistimal etmesine ve bencil insanlarla dolmasına şaşırmayın ...
Dolayısıyla, hayatı bir bütün olarak ele almak elzemdir..Hayatınızın herhangi bir alanını, diğer bir alanı yok sayacak ve feda edecek şekilde yaşamak, kendinize biçtiğiniz değeri gösterir ve esasen uzun vadede mutsuzluğun ve tatminsizliğin sebebi de budur.
Bir düşünün bakalım, siz kendinize gerçekten ne kadar değer veriyorsunuz?
Sevgilerimle
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Geleceği Bilmenin Sırrı
Geleceği bilmek istiyorsan, Kendini bil. Geleceği mi bilmek istiyorsun, Dışarı çıkma, *Kendine gel!*, Geleceği ...

-
Herkese merhabalar, Sizlerden Reiki Eğitimi ile ilgili birçok soru alıyorum, umuyorum ki bu yazımda, bu sorularınızın bir ç...
-
Herşeyin çözümü sevgide… Sevgi herşeyi fetheder.. Sevgi içimizde.. Bu sözler, kişisel gelişim denince ilk akla gel...
-
Rezonans kanunu; en basit anlatımıyla, birbirine benzeyen frekansların birbirine uyumlanması ve birbirini çekmesi olarak tanımlanabilir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder