12 Nisan 2016 Salı

Zihninizin Yüzde 10'ndan Biraz Daha Fazlasını Kullanmaya Ne Dersiniz?



Eğer zihnimizin bilim adamlarının bahsettiği şekilde sadece  yüzde 10 civarındaki ufak bir kısmını kullanarak bugünlere gelebildiysek, zihnimiz üzerinde biraz daha fazla kontrole sahip olsak neler elde edebilirdik öyle değil mi?

Aslında biz enerji terapistlerinin tüm çalışmalarının özünde de uyanık ve uyuyan zihnimiz üzerinde belli bir oranda bir kontrol sağlamak yatmıyor mu? Zira artık herkesin de bildiği gibi insanın  özü, duyguları ve düşüncesinin bir frekansı ve enerjisi vardır, evrenin özü de saf enerjiden oluşmaktadır, eş frekanslar bir araya geldiğinde de "yaratım" meydana gelir; işte bizlerde hayatımızı, frekansımıza eş frekanslarda deneyim ve kişileri çekerek an be an yaratmaktayız. Ve bu yasanın da herhangi bir istinası yoktur.

Yapılan tüm kişisel gelişim ve enerji çalışmaları, adı ve yöntemi her ne olursa olsun amaç olarak duygu ve düşünceleri kontrol ederek belli bir frekans seviyesine yükseltmeyi ve orada mümkün olduğunca uzun süreler tutmayı hedefler, bu frekans seviyesine biz halk arasında "pozitif olmak, pozitif düşünmek" diyoruz=)

Ancak gerek, çevresel koşullar, gerekse alışkanlıklarımız, genelde olumsuzu düşünmekten yana olduğu için, "pozitif olmak" sanıldığı kadar kolay olamayabiliyor. Zihnimizin alt yapısı, genel olarak "olumsuzu beklemeye" ve "olumsuzu düşünmeye" eğilimli ise,  kullanacağınız olumlamalar, aldığınız reiki terapileri, NLP, EFT gibi uygulamaların etkinliğinden yeterince faydalanamayabiliyorsunuz. Bu çalışmalar arasında EFT çalışması bilinçaltı üzerinde tecrübelerime göre en kuvvetli etkiye sahip olup, düşünce yapınızı değiştirmek yönünde oldukça faydalıdır, ancak herhalükarda herhangi bir çalışmaya girişmeden önce zihin kaslarınızı ısındırmak, esas çalışmadan daha fazla faydalanmanızı sağlar.

Örneğin bir çok kişi tanıyorum, hayatını olumlamalara adamış, ama kimi zaman istediği verimi alıyor, kimi zaman almıyor, bazısı ise hiç almıyor. Arkadaşlar işte bunun altında yatan sebep, zihnin altyapısı ile ilgilidir. Kimi kişi olumlamalarını yaparken, o olumlamanın gerçekleşeceği hususunda sonsuz bir inanç duyar, evrene şans tanır - yani durumun gidişatı hakkında pozitif bir düşünceye sahiptir; kimi kişinin bilinçaltı, ve hatta uyanık zihni o kadar inatçıdır ki, kendisinin bir şekilde hep "şanssız" olduğuna, herkeste işe yarayan bir yöntemin dahi kendisinde işe yaramayacağına inanır, şüphe ile yaklaşır - işte bu kişilerde durumlarının gidişatı hakkında olumsuz bir düşünceye sahiptir, ve bu altyapı ile ilerlemeleri oldukça güçtür.

Bu nedenle herhangi bir çalışmaya başlamadan önce size aşağıdaki alıştırmayı yapmanızı öneririm, hiçbir enerji çalışması yapmasanız bile bu aşağıda belirttiğim egzersiz, enerji seviyenizi oldukça yükselteceğinden zaten hayatınıza olumlu akışı davet etmiş olacaksınız.  Bu çalışma zaman içerisinde kendi özünüzle çok daha rahat diyalog kurmanıza yarayacaktır.

Bu çalışma için daima yanınızda ufak bir defter ve kalem bulundurmanız gerekli,  gün içerisinde mutsuz, öfkeli, huzursuz, sıkıntılı hissettiğiniz her an, defterinizi çıkarın, ve hissinizi olduğu gibi, eğer biliyorsanız sebebi ile birlikte yazın. Bu çalışmayı yazılı yapmanızın sebebi, yazdığınız şeye odağınızı çok daha kuvvetli verebilmenizden ileri gelir. Düşüncelerinizn dağılması ise çok daha kolaydır. Duygularınızı bir kaç satır şeklinde kağıda döktükten sonra, eğer size bir arkadaşınız bu kelimeleri  söylemiş duyguları ifade etmiş olsaydı onu nasıl teselli eder, onun bakış açısını nasıl olumlu yöne çevirirdiniz bunu düşünün ve kendinize bir cevap yazın. İşte yapmanız gereken sadece bu kadar!

Bu egzersizi düzenli olarak yapmanız halinde, zaman içerisinde, olayları farklı bakış açıları ile değerlendirmeyi öğrenecek, daha esnek fikirlere sahip olacak, ve daha da önemlisi iç sesinizle diyalog kurmayı bir alışkanlık haline getireceksiniz. Bir süre sonra ise,  kağıda kaleme dahi ihtiyacınız olmadan, bu diyaloğu otomatik olarak kendinizle gerçekleştirdiğinizi göreceksiniz.

Bir kişinin enerji seviyesi yani frekansı çok çabuk değişebilir zira enerji somut değildir, ve sizin düşüncelerinize anında cevap verir, dolayısıyla, bakış açınızı olumsuzdan, olumluya çevirmeye başladığınız anda, çevresel koşullarınızın da frekansınıza uygun olarak değiştiğine şahit olacaksınız.

Bu çalışmada dikkat edilmesi gereken önemli bir husus şudur; olumsuz duygunuza istinaden vermiş olduğunuz olumlu cevaba ilk başlarda inanmayabilirsiniz, bu sorun değil, bununla savaşmayın, tek yapmanız gereken sadece başka bir bakış açısı da geliştirmek yönünde zihninizi ısındırmak ve kendinize yeni bir kapı açmak.. öncelikle o kapıyı açmak yönünde bir adım adın...devamı zaten gelecek.

Sevgilerimle

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Geleceği Bilmenin Sırrı

Geleceği bilmek istiyorsan, Kendini bil.  Geleceği mi bilmek istiyorsun, Dışarı çıkma, *Kendine gel!*,  Geleceği ...