Beynimiz bir bilgisayar gibi ona yüklediğimiz kodlara uygun olarak hayatımızı an be an yaratır. Bizim tüm çabamız, tüm bu kişisel gelişim furyası, mutsuzluklarımızın tamamı da, önceden edinilmiş bu kodları keşfederek, değiştirmeye ve yeniden şekillendirmeye yöneliktir. Bu kodların büyük bir çoğunluğu çocukluk dönemimizde, büyük oranda 5 yaşlarına kadar başta ailemiz olmak üzere çevremizden edindiğimiz bilgi akışını çocuk zihnimizle yorumlamamız ve anlamlandırmamız sonucu oluşmuş ve bilinçaltımıza demir atmıştır, o kadar ki artık biz bu kodlara sahip olduğumuzun bile farkındalığını yitirmiş durumdayız.
Psikolog ve psikiyatrlarla dalga geçilir, "aman ne söylesem, iş ya babama, ya anneme çıkıyor, bunlar da oturduğu yerden tonlarca para kazanıyor!". Hiç yargılamayın, küçümsemeyin, terapistiniz, kolay yoldan para kazanmanın sırrını bulmuş değil, sürekli gözardı edilen bir hakikatten bahsediyor! Anne, babanızla şu anki ilişkiniz, çok sağlıklı bir seviyede devam ediyor olabilir, ama çocuk zihninizin ebeveyinlerinden gördüğü bilgileri nasıl yorumladığını, nasıl kodladığını, kendine ne gibi dersler çıkardığını hatırlamıyorsunuz bile! Çocuk zihni, erişkin zihni gibi değildir, annenin babanın ufak bir sözü, anlamlandıramadığı ufak bir davranışından dahi, hayat boyu kullanacağı bir kod edinebilir.
Danışanlarımla yaptığımız çalışmalarda, özellikle danışanlarımın özel ilişkilerinin, anne-baba arasındaki ilişkiye kimi zaman çok benzediği, kimi zaman da bu ilişkiye tepki olarak geliştirdiği davranış biçimleri ile kendi özel hayatlarını yıllardır baltaladıklarını ve eş seçimlerinde düştükleri hataları farketmetleri hiç de şaşırtıcı değildir. Çoğu danışanım, mevcut hayatlarında anne babaları ile güzel bir sevgi ilişkisi içerisinde olmalarına rağmen, ufakken içlerine attıkları kızgınlıklar, öfke ve mutsuzlukları mevcut hayatlarında fiziksel ve ruhsal olarak kendini var etmeye devam etmektedir.
Kişilerin, özel ilişkilerinde mutsuz olmaları, kariyer seçimleri ve kariyerleri hakkındaki tutumları, özdeğer ve yeterlilik duygusu, toplum tarafından onanma ihtiyacı, maddi ve gelecek kaygıları ve hatta fobileri dahi çocukluktan kalma kodların eseridir.
Hadi biz bu kodları bir şekilde edindik, şimdi de değiştirme peşindeyiz, ama çocuklar henüz yolun başındayken gelin onları bu zahmetten kurtaralım!
1. Çocuğunuzun yanında asla kavga etmeyin, sizi anlamıyor zannediyorsunuz, ama çocuklar enerjiyi hepimizden daha iyi okurlar ve anlarlar, sizin kavgalarınız, sözleriniz ve öfkenizi daha ana karnından başlamak üzere daima anlıyorlar.
2. Çocuklarınıza şiddeti özendirmeyin, özellikle erkek çocuklar için vurdulu kırdılı oyunlar, oyuncaklar sunmayın, "erkek oğlum benim" mantalitesinden uzak durun, çocuğunuzun şiddet ve öfke duygularını beslemeyin, onun yerine çocuğunuzu temiz hava, doğa ve hayvanlarla tanıştırın, sevgi duygusunu besleyin.
3. Çocuklar anne babayı taklit eder. Bu nedenle çocuğunuz için yapabileceğiniz en iyi şey, kendi özdeğerinizi keşfedip, kendinizde eksik bulduğunuz tarafları güçlendirmektir.
4. Çocuklar 16 yaşına kadar enerjisel olarak halen annelerine bağlıdır, bu nedenle özellikle annenin, kendi enerji seviyesini, huzurunu, dengesini, dinginliğini ve özdeğerini koruması ve sürdürmesi hayati önem taşır.
5.Çocuğunuza aşırı korumacı yaklaşmayın, fazla düşkünlük göstermeyin, bu ileride çocuğun size bağımlı kalmasına, kendi ayakları üzerinde duramamasına ve daha da önemlisi, kendine ait bir aile kuramamasına kadar gidebilir. Çocuğa çocuk gibi değil, bir birey olarak yaklaşın. Bir çok erişkin birey, ailelerinin kendilerine sağlamış olduğu fazla korunaklı hayattan gerçek hayata geçişlerini çok geç yaşlarda gerçekleştirmekte ve bu geçiş çok sancılı olmaktadır.
6.Çocuğunuzu rekabet ortamına sokmayın, fiziksel özellikleri ve becerileri konusunda diğer arkadaşları ile karşılaştırmayın, diğer arkadaşlarını çocuğunuza kötülemeyin, ve aynı şekilde çocuğunuzu da arkadaşları ile kıyaslayarak kötülemeyin. Bu, çocuğunuzun özdeğer, yeterlilik duygularını olumsuz yönde etkileyecektir.
7. Çocuğunuzu ne olursa olsun, koşulsuz olarak sevdiğinizi sık sık tekrarlayın, kızgınlıklarınız veya verebileceğiniz ufak cezalar dahi sevgi ile ilişkilendirilmeyecek şekilde olmalıdır.
8. Çocuğunuza ne kadar öfkelenseniz dahi, zekasına, yeterliliğine yönelik sözler asla söylemeyin, "beni utandırıyorsun" şeklinde bir söz dahi çocuğun hayatı boyunca sizden ve toplumdan onay almadan hareket edememesine ve kendi kararlarını özgürce alamamasına sebep olabilir.
9. "O nasılsa anlamaz", "o bu konuda düşünemez" gibi düşünceler ile çocuğunuzun gıyabında kararlar almayın, onunla, onun anlayabileceği dilde iletişim kurun ve olabildiğince onun da görüş ve fikirlerini dinleyin, saygı gösterin. Çocuğunuzun kendi karar ve düşüncelerinin sonuçları olabileceğini anlaması önemlidir, bir nevi hayata hazırlıktır. İlaveten ona sormadan onun hakkında aldığınız her karar ileride çocuğunuzun sizi suçlamasına ve bir takım pişmanlıklar yaşamasına neden olabilir.
10. Çocuğunuz kaç yaşında olursa olsun, giyeceği kıyafetlerden tutun, seçim yapabileceği alanlarda, ona seçim ve karar hakkını tanıyın, ona kendi kararlarını alabileceği özgürlük alanları yaratın.
11. Çocuğunuza asla ve asla "yapamazsın", "başaramazsın" gibi olumsuz kodlar girmeyin, bırakın çocuğunuz bir şeye niyet edince onu gerçekleştirebileceğini daha ufacıkken beynine yerleştirsin. Çocuğunuza, başkalarına ve kendine zarar vermemek koşulu ile kalpten diledikleri tüm iyi ve güzel dileklerin mutlaka doğru zamanda gerçekleşeceğini anlatın.
12. Ufak çocuklarınıza "hasta olursun", "düşersin", "üşütürsün" gibi korku ve kaygı yaratacak olumsuz sözleri sık sık söylemeyin. Çocuk bu, bırakın biraz düşsün ve kendi kendine kalkmayı öğrensin, bırakın biraz pislensin, mikroplarla dost olsun, ılık havalarda bile çocuğu kat kat giydiren annelere sesleniyorum, doğru yapmıyorsunuz, çocuğunuz büyük ihtimal tüm hayatı boyunca soğuğa karşı dayanıksız olacak çünkü bağışıklık sisteminin hava koşullarına karşı dayanıklı olması için gereken ortamı ona sağlamadınız.
13. Çocukların, kalp gözü (üçüncü göz, altıncı his de denilmektedir) doğuştan ve kendiliğinden açıktır, hayali arkadaşları ile konuşabilirler, kendi iç seslerini dinleyebilirler, bunların "deli işi" olduğunu söylerseniz, zamanla her birimizde olduğu gibi, çocuklarınızın da iç seslerinden uzaklaştıklarını farkeder.
14. Çocuklarınıza daima kalplerini dinlemelerini öğretin, sizinle birlikte günde 5-10 dakika meditasyon yapmayı alışkanlık haline getirin. Ona sık sık "iç sesin ne diyor", "kalp sesin ne diyor" gibi sorular sorun böylece daha ufacıkken kendi iç seslerini dinlemeyi öğreneceklerdir.
15. Zorla güzellik olmaz, olduğunu zannedersiniz, onun yerine ikna edin.
16. Kız-erkek ayırımı yapmayın; özellikle kızlarınıza kadın olmanın bir kusur, zayıflık, dezavantaj olmadığını hem kendi davranışlarınıza hem de ona olan davranışlarınızla hissettirin, kızlarınızı kendilerine değer verebilecekleri şekilde büyütün.
17. Çocuklarınızı, "hangimizi daha çok seviyorsun" "sence hangimiz haklıyız?" tarzında anne baba arasında seçim yapmalarına teşvik edecek durumlara sokmayın.
18. Çocuğu çocuk için yapın, çocuğu çocuk için yetiştirin, onun size "ait" olmadığını kabullenin, çocuk bağımsız bir bireydir, ve doğduğu için size hiç bir borcu bulunmamaktadır, yaptığınız herşeyi karşılık beklemeden yapın, çocuk, yalnız kalmamak, adetten olduğu için, aile olmak için, size yoldaş olması için yapılmamalıdır, çocuk kendi isteği ile sizin yanınızda oluyorsa ne ala, olmuyorsa, sizin beklediğiniz "model" bir evlat olmamışsa, onu suçlamayın, hayal kırıklığına uğramayın; çocuğunuz için yapabileceğiniz en büyük iyilik, onun sizin değil KENDİ olmayı beklediği, istediği insan olması için yardımcı olmaktır. Çocuk yapmak ve layığıyla çocuğu çocuk için yetiştirmek ve serbest bırakmak ve hayata salıvermek, egonuzun karşılaşabileceği en büyük sınavlardandır, bunu unutmayın, yüksek bir egonuz var ise, çocuk yetiştirmek size uygun olmayabilir.
ve;
19. En önemlisi, kendiniz ve eşiniz ile olan ilişkinizi şifalandırın, çünkü, yukarıda sayılanların hiçbirini yapmasanız dahi, çocuğun takip ettiği, kopyaladığı, öğrendiği, veri topladığı ana kaynak sizlersiniz. Çocuğunuz için yapabileceğiniz en değerli şey, kendiniz üzerinde çalışmaktır.
Sevgilerimle
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder