11 Ocak 2017 Çarşamba

Neden Reiki ile İlgilenmeliyim / Reiki ve Bilim



Bildiğiniz gibi bir süreden beri her Çarşamba Nişantaşı City's Alışveriş Merkezinde 15.00-18.00 saatleri arasında ücretsiz tanışma seansları düzenlemekteyim.

Bu oturumlar esnasında en çok karşılaştığım soru, en kaba tabirle "Ben Reiki ile ne yapacağım?" oluyor. Evrende tesadüf yoktur, benim masama oturan her bir kişinin de farkındalığının ortalamanın üstünde olduğunu seziyor ve görüyorum, ancak bu kişiler, mevcut kaynakların yetersizliği, ve bu kaynakların yetersiz anlatımı nedeniyle, kişisel gelişim alanında bir çok kitap okumalarına ve hatta aralarından bazılarının bir takım eğitimlere katılmış olmasına rağmen, hala enerji nedir, Reiki nedir ve günlük hayattaki kullanımı ve faydası nedir tam olarak anlayamamış durumdalar.

Başlıyoruz sohpete, 20-30 dk'lık sohbetin sonunda ise aldığım geri bildirim hep şu çerçevede oluyor "böyle bir araç gerçekten varsa, neden herkes öğrenmiyor ve kullanmıyor, hayat o kadar kolaylaşırdı ki!?".

Arkadaşlar, evet böyle bir araç var, ve son derece gerçek. O kadar gerçek ki, artık Reiki tüm Dünya'da bir çok hastane ve tıp kurumu tarafından geleneksel tıbba yardımcı olmak üzere uygulanıyor ve kullanılıyor. Bizim ülkemizde ise, elbette bu süreç çok daha yavaş işliyor, ve hatta kişiler "olmayan bir şey" üzerine bizler nasıl bu kadar çalışıp bir meslek olarak icra edebiliyoruz diye de şaşırıyor. Benim şaşırdığım ise, internet çağında, bu aracın yaygın kullanımı hakkında internete girip araştırma yapmanın bile akıl edilmiyor olması. Oysa, bugün internete girip, 3 dakikalık bir süre içerisinde Reiki'nin hangi tıp kurumlarında uygulandığını görebilir, Reiki'nin halen üzerinde çalışılan "karine" bilimsel dayanaklarını görebilirsiniz. 

Söz konusu bilgi yetersizliği karşısında, insanlarımızı, Reiki nedir ve ne işe yarar gibi sorular karşısında bilgilendirme gereklilikliği doğuyor.

Reiki, evrensel yaşam enerjisidir. Evrende, bilimin de artık kanıtladığı üzere, herşeyin özü saf enerjidir. Evrenin kendisinin oluşumu dahi enerjinin maddeye dönüşmesinden ibarettir. Einstein'in bugün en ünlü formülü olan e=mc2 dahi, esasında maddenin enerjiden oluştuğunu anlatır, ama bizlere verilen eğitim, bu formülü fizik, matematik ve kimya derslerimizde kullanmaktan ibaret kalmıştır.

Bizler de evrenin bir parçasıyız, ve özümüz enerji. Fiziksel bedeniniz, varlığınızın görebildiğiniz ufak bir parçası, ve çekirdeği. Esas olan ve hayatınızın her alanını doğrudan etkileyen ve yönlendiren ise fiziksel bedeniniz ve organlarınız değil, fiziksel bedeniniz ve organlarınızı dahi yöneten enerji bedeniniz. 

Yukarıda yazdığım açıklamayı lütfen bir kaç kez okuyun, hayatınızın her alanını, organlarınızı dahi enerji bedeninizin vaziyeti belirliyor ise, bu bedeni tanımanız ve kullanmanız esasında hayat kaliteniz açısından bir zorunluluktur. 

Size basit bir örnek vereyim; dopamin, kaba tabirle bir mutluluk hormonudur, keyif aldığınız sürece beyniniz dopamin salgılar, mutluluk dışında dopaminin etkilediği alanlar aşağıdaki şekildedir.

Hareket
Hafıza
Haz Veren Ödül
Davranış
Kavrama (İdrak)
Dikkat
Prolaktin Üretimini Engelleme
Uyku
Duygu Durumu (Ruh Hâli)
Öğrenme

Yukarıda yer alan alanların işlevsel bir halde olması, tüm hayatınızı ve sağlığınızı doğrudan etkiler.  Kısacası hepimize bol bol dopamin gerektiği aşikardır. Dopaminin doğal yollarla arttırılmasının TEK yolu ise, duygu durumunuzu optimum seviyede iyi tutmaktır. Hayat kalitenizi arttıracağınız size keyif veren herşey "DUYGUDUR" yani enerjinizin seviyesidir, başka bir ifade ile elle tutulamaz, gözle görülemez "duygu" dediğimiz olgu, hayatınızın elle tuttuğunuz, gözünüzle gördüğünüz tüm alanlarını hormonlarınız aracılığıyla doğrudan etkilemektedir.

Kısacası, duygu durumunuzu doğrudan ve dolaylı yoldan (bilinçaltı) etkileyen süreçlerin keşfedilmesi ve enerjinizin yönetilmesi ve doğru bir şekilde kanalize edilmesi hayatsal bir öneme sahiptir. 

Pek bilinmeyen, vefakat istisnasız her bitki, hayvan ve insanda bulunan başka bir hormon ise DMT'dir. 

DMT (dimethyltryptamine) yine dopamin gibi beyin tarafından salgılanan bir hormondur. Bu hormona aynı zamanda "ruh molekülü" de denmektedir.



DMT nedir, ve ne işe yarar? *

DMT, insanda, beyinde bulunan bir hormondur ve bu madde yine insanda epifiz bezi tarafından üretilmektedir. Epifiz bezi kozalağa benzer bir yapıdır. İngilizce ismi, kozalaksı bez anlamına gelen "pineal gland"dir. Epifiz bezinin sembolü bir çok inanç ve din sistemine ilham kaynağı olmuştur.Söz konusu kozalaksı yapıya; Buddha temsillerinin kafasında, Vatikan'da bulunan kozalak heykelinde, papanın asasında ve daha pek çok yerde rastlayabiliyoruz. 





Epifiz bezi aynı zamanda, yüzyıllardan beri "üçüncü göz" ile bağdaştırılmıştır, bir çok hiyeroglif, resim, tablo ve benzeri diğer kaynaklarda bu bağdaştırmaya dair kanıtlar görülebilmektedir.


DMT'nin belirli kişilerde ve belirli hayat süreçlerinde doğal olarak daha fazla salgılandığı bilinmektedir.

Şamanlar, şifacılar, rahipler ve ruhsal alanlarda çalışma yapan her bir bireyin, DMT salgısının sıradan bir insana göre daha fazla olduğu biliniyor.

İlginç bir şekilde, DMT'nin salgılandığı durumlar uyku ve rüya durumu ile birlikte, doğum ve ölüm anları.. Ayrıca, tehlike, çaresizlik, aşırı mutluluk, aşırı üzüntü gibi ekstrem durumlarda da DMT salgısının arttığı tespit edilmiş. Benzer şekilde beyni "elektriksel" bir dış etkene maruz kalan, ölüme yakın deneyim yaşayan kişilerin de birden bire, sezgilerinin ve durugörü yeteneğinin açılması da yine DMT salgısının bu etkenler aracılığıyla artmasına bağlanıyor.

Kısacası DMT'nin, ruhsal farkındalık, bilinç ve algı kapasitesi üzerinde doğrudan etkiye sahip bir hormon olduğu düşünülüyor, istisnasız tüm canlılarda bulunması ise, bu hormonun kaynakla olan bağımızla ilintili olduğunu gösterir nitelikte.  

Peki siz, halühazırda beyninizde mevcut bulunan bu hormonun varlığından haberdar mıydınız? Haberiniz olsa bile, bu salgının doğal yollarla nasıl arttırılacağını biliyor musunuz?

Tahminim, cevabınızın "hayır" olduğu yönünde. Bugün tüm şifacılar, çok çeşitli metotlarda sadece "dopamin" değil, bu pek bilinmeyen hormonun da arttırılması yönünde doğal yollarla çalışmaktadır. Bildiğiniz gibi hem dopamini, hem de DMT'yi yapay yolla arttıran bir çok kimyasal da mevcut biz bunlara, anti-depresan ve uyuşturucu madde diyoruz ve bu yapay etkenlere esasında hiç gerek olmadığını da savunuyoruz.

Neden mi DMT salgısının üzerinde çalışmalıyız? Kim, algı ve beyin kapasitesini, sağlığını optimum seviyeye çıkarmak istemez ki? Kim, herbirimize doğuştan bahşedilmiş sezgi yeteneklerini kullanmak istemez ki? Kim duygu durumunu ve enerjisini kontrol etmeyi öğrenmek istemez ki? Kim çözemediği hayatsal sorunlarına doğru cevapları bulmak istemez ki? Bu soruları arttırabilirim. 

DMT salgısının etkilerini araştırmak üzerine yapılan test çalışmalarında ise, deneklerin, "hayat değiştiren" bir deneyim edindikleri , evrenle bir oldukları deneyimini yaşadıkları ve tüm evrenin nasıl işlediğine yönelik derin bir ruhsal bilgi aldıkları beyanları bulunmaktadır. Bu nedenle, özellikle ileri seviye kanser hastalarından gönüllü olanlara, DMT'yi arttırmak yönünde uygulamalar yapılmaktadır, bu hastaların bu deneyim sonucunda artık "ölüm" deneyimini anladıkları ve ölümden korkmadıklarını belirttikleri görülmüştür. Üstelik tüm bunlar, zaten beynimiz tarafından salgılanan bir hormon tarafından yapılıyor!

Peki DMT bu kadar önemli bir hormonken, neden dopamin ve seratonin gibi açıkça heryerde konuşulmuyor, ve bilinmiyor?

Yanıtı basit. Bugün, hayatsal öneme sahip dopamin, seratonin ve DMT gibi hormonları "doğal yollarla" ve belirli tekniklerle arttırabileceğinizi keşfettiğiniz ve anladığınız gün, artık hiç bir yapay takviyeye ihtiyaç duymazsınız,  bu da ilaç sektörünü ve bazı meslekleri doğrudan ve olumsuz bir şekilde etkileyecektir.  DMT salgısının, her bir bireyde algı ve farkındalık genişlemesi yaratması olasılığı ise aydınlık ve bağımsız toplum potansiyeline işaret eder, bu da mevcut dengeler açısından teşvik edilmeyebilir. Bununla birlikte DMT üzerinde halen araştırmalar devam etmektedir ve tüm sırları açığa çıkarılmamıştır.

Evet, peki neden Reiki ve enerji sistemlerini öğrenmelisiniz, ne işinize yarayacak tüm bunlar?

Tüm bunlar, sizi hayatta tutan, hayatınızı idame ettirmenizi sağlayan, hayat kalitenizi ve sağlığınızı ve algı kapasitenizi doğrudan etkileyen ve beyin tarafından "duygu durumunuza" bağlı olarak salgılanan hormonların "doğal yollar" ile arttırılması için gereklidir. 

Kısacası, bugün bu sağlık durumunu sağlamak için bedeninize gösterdiğiniz özeni, aynı zamanda  duygu durumunuz için de göstermeniz gereklidir, duygu durumunuzu dış etkenlerle bir nebze kontrol edebilirsiniz, ancak, esasen, bu durumu yöneten, hormonlardır ve bu hormonların doğal yolla salgılanması için önerilen aktivitelerin başında da meditasyon, egzersiz, içe dönüş uygulamaları, dinginlik, size mutluluk veren her doğal metot gibi aktiviteler bulunur. Reiki ise tüm bu çalışmaları içinde barındıran bir şifa sistemidir. Reiki'nin uygulayanlar tarafından bu denli değerli bulunmasının başlıca sebebi de kişiyi doğal olarak ve yumuşak bir şekilde "iyi yaşam" yoluna yöneltmesidir.

Sevgilerimle 

İletişim: fitsoulfitmind@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Geleceği Bilmenin Sırrı

Geleceği bilmek istiyorsan, Kendini bil.  Geleceği mi bilmek istiyorsun, Dışarı çıkma, *Kendine gel!*,  Geleceği ...